Translation of "Ilyenkor" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Ilyenkor" in a sentence and their turkish translations:

Ilyenkor hűvösebb van,

Çok daha serin olsa da...

ilyenkor áldás lehet.

...bir lütfa dönüşebilir.

Mit csinálsz te ilyenkor?

Bu saatte ne yapıyorsun?

Ilyenkor zsúfolt a metró.

- Şu zamanda metro aşırı kalabalıktır.
- Metroda şimdi acayip kalabalık vardır.

Holnap ilyenkor Bostonban leszünk.

Yarın bu zamanda Boston'da olacağız.

Hol leszel holnap ilyenkor?

Yarın bu vakit nerede olacaksın?

Tegnap ilyenkor az interneten böngésztem.

Dün bu saatlerde internet de sörf yapıyordum.

Holnap ilyenkor Tom Bostonban lesz.

- Tom yarın bu zamanda Boston'da olacak.
- Yarın bu saatlerde Tom Boston'da olmuş olur.

Aztán ráébredtem, ilyenkor belebújok a könyvbe,

ve kitabın içinde tam da bu noktada olduğumu fark ettim,

Holnap ilyenkor a könyvtárban fogok tanulni.

Yarın bu zaman kütüphanede çalışıyor olacağım.

Sok apró teremtmény csak ilyenkor merészkedik elő.

Pek çok ufak yaratık en güvenli buldukları bu zamanda ortaya çıkar.

Ilyenkor a legtöbb hosszúfarkú makákó már mélyen alszik.

Normalde çoğu uzun kuyruklu makak bu saatte çoktan uyumuş olur.

és ilyenkor az agyam el is hagyja a testem,

ve beynim vücudumdan ayrılıyor

Ilyenkor mindig tanúja lehettem a termet átható különleges energiának.

Girdiğim her uyuşmazlık ortamında oradaki elektriğin olağanüstü güzelliğini yaşarken

Ilyenkor az anya és gyermeke közti elválasztó bőrfelület eltűnik,

Anne ve çocuk arasındaki ten duvarının kalktığı andır,

Hogy saját tojásait rakja le. Ilyenkor kevesebb a ragadozó,

Bu defa o yumurta bırakacak. Etrafta daha az avcı var.

Hogy az emberek ilyenkor jobban viselik a kognitív kontroll hiányát.

insanlar bilişsel kontrole daha az ihtiyaç duyuyor.

S az emberek ilyenkor az ellenfelükkel szemben határozzák meg magukat.

ve kendilerini karşı görüşün rakibi olarak tanımlarlar.

- Emlékezz, mit szokott mondani apád ilyen helyzetekben.
- Emlékezz csak rá, hogy apád mit szokott mondani ilyenkor.

Böyle durumlarda babanın ne söylediğini hatırla.

- Hogy van ez, Tomi, hogy te már fenn vagy? Általában - hogy is mondjam csak - ilyenkor még javában alszol. - Korábban felkeltem már, hogy téged nézzelek.

Nasıl oldu da sen şimdiden uyanıksın Tom? Genellikle şu anda hâlâ uyursun, bu yüzden bana söylendi. Seni görmek için daha erken kalktım. "