Examples of using "Tamást" in a sentence and their turkish translations:
Tom'u bulmaya yardım edeceğim.
Tom'u görebiliyor musun?
Tom'u gördünüz mü?
Tom'a sorabilirsin.
Tom'u arıyor musun?
Onlar Tom'u seviyordu.
Tom'a sor.
Tom'u tanıyorum.
Tom'u gördüm.
Tom'u küçümsedin.
Tom'u aradın mı?
Tom'u aramalısın.
Tom'u gördün mü?
Tom'u şahsen tanırım.
Bugün Tom'u gördüm.
Tom'u rahatsız etmeyelim.
Onlar Tom'u bulamadı.
Onlar Tom'u arıyorlar.
Tom'u nereye gönderdin?
Tom'u görmüyor musun?
Son zamanlarda Tom'u gördün mü?
Dün Tom'u aradım.
Tom'u rahatsız etmeyin.
Tom'u görmezden gelemeyiz.
- Tom'u uzun zamandır tanıyor musun?
- Tom'u uzun zamandır mı tanıyorsun?
- İkimiz de Tom'dan nefret ediyoruz.
- İkimiz de Tom'dan nefret ederiz.
Mary Tom'u seviyor.
Uzun süredir Tom'u tanıyorum.
Tom bardan dışarı atıldı.
Bir timsah Tom yemiş.
Tom'u aramalıyız.
Tom'un içeri girmesine izin veremeyiz.
Tom'u aramamı ister misin?
Kimse Tom'u sevmiyor.
Tom'u gözden kaybettim.
- Tom'u aramalıyım.
- Tom'u aramam gerekiyor.
Gidip Tom'u bulacağım.
Tom'u bulmamız gerekiyor.
Tom'u yıllardır tanıyorum.
Onlar Tom'u sevmezler.
Bugün Tom'u görmedim.
Mary Tom'dan hoşlanmıyor.
Hâlâ Tom'u seviyor musun?
Tom'u en son ne zaman gördün?
Sanırım Tom'u arayacağım.
Tom'u havaalanında gördüm.
- Tom'u aramayı unutma.
- Tom'u çağırmayı unutma.
Tom modayla ilgilenmiyor.
Boston'dayken Tom'u ziyaret ettim.
Tom'u gördük.
Bugün Tom'u görmedim.
Tom'un onu yapmasını istedim.
Tom hiç sporla ilgilenmedi.
Tom'u arıyorum. Onun nerede olduğunu biliyor musun?
Tom siyasetle ilgilenmiyor.
Tom'dan bunu yapmasını isteyeceğim.
Tom'u hiç sarhoş görmedim.
Tom evlatlıktı.
Ben sadece Tom ile görüştüm.
Tom'u görmek istiyorsan, acele etmelisin.
- Tom'u yıllardır tanıyormuşum gibi geliyor.
- Tom'u yıllardır tanıyormuşum gibi hissediyorum.
Tom'u ne kadar seviyorsun?
Barmen Tom'u adıyla karşıladı.
Tom'un kovulması gerektiğini düşünüyor musun?
Tom'u sevmediğim fikrini nereden aldın?
Tom ne yaptığını umursamaz.
Tom hastaneye götürüldü.
Tom'u nerede bulabilirim?
- Tom'a bir önerisi olup olmadığını sordum.
- Tom'a bir tavsiyesi var mı diye sordum.
Onun hâlâ Tom'u sevip sevmediğini merak ediyorum.
- Tom'dan kapıyı kapatmasını istedim.
- Tom'dan kapıyı kapamasını rica ettim.
Sizin kaçınız Tom'u tanıyor?
Tom'u kimin öptüğü umurumda değil.
Tom'un pencereyi açmasını rica ettim.
Tom, insanların onun hakkındaki düşüncelerini önemsemez.
Tom'a dün neden burada olmadığını sordum.
Tom'u yardım etmeye ikna eden benim.
Neden gidip Tom'u hastanede ziyaret etmiyoruz?
Tom'u kovmaktan daha iyi bir şey istemiyorum ama bunu yapamıyorum.
Bugün Tom'u görmedim. Umarım görmem de.
Tom'u bugün henüz görmedim, doğrusu eksikliğini de hissetmyorum.