Examples of using "Utolsó" in a sentence and their turkish translations:
kapımıza dayandığında
Son işinden kovuldun mu?
ABD'nin ilk başkanı 1790'ların son yılının , son ayının, son haftasının, son gününün, son saatinde öldü.
Son nefesimle gideceğim.
Bu sonuncusudur.
- Tom sonuncu.
- Tom sonuncu kişi.
Tom sonuncuydu.
Son kurabiyeyi aldım.
- Tom bizim son umudumuzdu.
- Tom son umudumuzdu.
Büyükannemin yaşamının son günlerinde
Ancak son bir şey daha;
Bu bizim son şansımız.
O son treni kaçırdı.
Bu son tren.
O, bardağı taşıran son damladır.
Bu benim son teklifim.
O son anda geri adım attı.
Son bir sorum var.
Bu senin son şansın.
Bu son şans.
Bu benim son projem.
O son anda korkup vazgeçti.
Bu, son kez.
Bu son oyun.
Tom sondan ikinci bitirdi.
Bu onun son mektubu.
Bu son sorum.
- Son sözcüğü anlamadım.
- Son kelimeyi anlamadım.
Son durağım da Florida'ydı,
Kısa ömürlerinin son eylemi bu.
Son ilke ise saygıdır,
son maçıma çıktım
Aralık yılın son ayıdır.
Son istasyon neydi?
Son mektup benim.
Onlar onun son kelimeleriydi.
- Tom son anda sözünden döndü.
- Tom son anda geri adım attı.
- Tom son anda anlaşmayı bozdu.
O benim son şansımdı.
Son treni yakalamayı başardım.
- Sana son bir şans veriyorum.
- Sana son bir fırsat veriyorum.
- Tom son bir teşebbüste bulundu.
- Tom son bir deneme yaptı.
Onun son sözleri nelerdi?
Son feribot ne zaman?
O her şeyi son anda yapar.
- Tom sonuncu bitirdi.
- Tom sonuncu tamamladı.
Onu son konuk yaptı.
Bugün ocak ayının son günü.
Tom son anda iptal etti.
O, son toplantıya gelmedi.
Tom son dakikada cesaret edemedi.
Bu istediğim son şey.
- Ailemden sağ kalan tek kişi benim.
- Ailemden hayatta olan bir ben varım.
- Bizim planlar son dakikada suya düştü.
- Bizim planlar son dakikada başarısız oldu.
Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onuncu... sondan bir önceki, son.
Son tatlıyı kim yedi?
Tommy son soruyu cevaplayamadı.
O, arkadaşlarına ihanet edecek son kişidir.
Bu kitabın son yaprağı eksik.
Bu, birlikte son yüzüşlerinden biri olabilir.
Bu... ...son eylemi olacak.
Gecenin son gösterisi... ...başlamak üzere.
Bu, Pepe'nin başkanlığının son günüydü
İşte bu slayt, son 15 yıldaki,
Son kurabiyeyi kim yedi?
Son mektubumu yırttığını umuyorum.
O bana son bir şans verdi.
Son sınav çok zordu.
Benim çocuk bakıcım son dakikada iptal etti.
Onun bir sonraki suçu onun sonu olacak.
Yaşlılık yaşamın son aşamasıdır.
Bu, bu gemide olan son besindir.
Tom uzatmaları oynuyor.
Tom son mevcut yeri aldı.
En son Tom gönüllü oldu.
Mary, Tom'u canlı gören son kişiydi.
Bahsedeceğim son alışkanlık, saldırganların dışarı çıkıp
Günün son ışıklarını da beraberinde götürüyor.
Ama bu dişinin son bir numarası daha var.
Bugün tırmanış ekibinden hayatta kalan tek kişi benim.
Onun son maçtan zevk alıp almadığını merak ediyorum.
Lütfen son üç sözcüğü yineleyin!
Son kek parçası Tom tarafından yendi.
Tom bilerek son sayfayı boş bıraktı.
Bu benim sonuncusu.
Son iki mısrayı çıkararak, o şarkıyı söyleyeceğiz.
Tom sık sık her şeyi son dakikaya bırakır.
Tom her zaman her şeyi son dakikaya bırakır.
Onu görecek son kişi bendim.
Tom son anda fikrini değiştirdi.
O, görmek istediğim son adamdır.
Son anda aklına iyi bir fikir geldi.
Otobüs durağına vardığımda son otobüs zaten gitmişti.
Birçok dövüş kazanmıştı, ta ki sonuncusuna kadar,
Kancha Sherpa, bugün o ilk tırmanış ekibinden hayatta olan tek kişi.
Tom şarkıcıyı tam olarak taklit edebilir.
Bu son teklifim.
Bugün son gün, ne yapacaksın?