Examples of using "Faccia" in a sentence and their turkish translations:
Onlar yüz yüze durdu.
Yüz yüze konuşalım.
Sonunda yüz yüze görüştüler.
- Ne yapmamı istiyorsun?
- Ne yapmamı istersin?
O, karizmayı çizdirdi.
- Benim yapmamı istediğin şey nedir?
- Ne yapmamı istiyorsun?
- Ne yapmamı istersin?
Sen başka bir şey yapmamı istiyor musun?
- Yüzünüzü yıkayın.
- Yüzünü yıka.
Sonunda yüz yüze geldiler.
Yüzünü yıkaman gerekir.
Yüz.
Lütfen dikkat et.
Yüzünde bir şey var.
- Yap!
- Onu yap!
- Yap şunu!
Tom Mary ile yüz yüze konuşmak istedi.
Onu yap.
- Suratınıza dokunmayın.
- Yüzünü elleme.
Sen sadece görünüşü kurtarıyorsun!
Bir soru sormama izin ver.
Ne yapmamı istemiyorsun?
Pekala, ne yapmamı istiyorsun?
Onu neden yapmamı istiyorsun?
Tom'un onu yapmasını istiyor musun?
Kopya yapmamı istiyor musun?
Onun kirli bir yüzü var.
Onun yüzüne güldüm.
Onu Tom'un yaptığını umuyorum.
Tom'un bunu yapmasını istiyorum.
Kimse bunu yapmayacak.
O yüzyüze görüşmeleri sevmediğimi biliyor.
Tom ne yapmamı istiyor?
O, karşısındaki çocuğuna baktı.
Tom'un tam olarak ne yapmasını istiyorsun?
Tom yüzünü buruşturdu.
Tom yüzünü yıkadı.
Umarım Tom bunu yapar.
Git yüzünü yıka.
kırmızı veya kırmızı
Niçin suratın asık?
- Bir şey yap!
- Bir şeyler yap!
O acıyor gibi görünüyor.
Onun ne yaptığı umurumda değil.
Onun yüzüne baktım.
O, yüzüme baktı.
Tom'un bunu yapmadığından emin olun.
Tom yüzünü yıkamalı.
Onun onu yalnız yapmasını istiyorum.
Onun onu yalnız yapmasını istiyorum.
Bunu Tom'un yapmasını gerçekten istiyor muyuz?
O, bana yüzümü yıkamamı söyledi.
Onu tek başına yap.
Zor işi onun yapmasını istiyorum.
Onun aptalca bir şey yapmayacağından emin ol.
- İrtibatı koparmayalım.
- Arayı soğutmayalım.
Hava kararmadan önce eve gel.
Yüzünüzü bir havlu ile kurulayın.
Hava kararmadan önce oraya varacağım.
Tom'un onu yapmasını bekliyorum.
Onun yüzüne bir tokat attı.
Tom'un onu yapmayacağını umuyoruz.
- Sanırım Tom onu iyi yapar.
- Bence Tom onu iyi yapar.
Tom'un bunu yapmasını bekliyorum.
Onun yüzüne bakamayacak kadar utangaçtım.
Ken sınavı geçerek yüzünün akıyla çıktı.
Siz, bir şeyler yapılmasını istiyorsunuz.
Benim yapmamı istediğin şey nedir?
Onun ne yaptığı umurumuzda değil.
Benden yapmamı istediğin şey tam olarak nedir?
Tom'un bunu yapmasına izin ver.
Şaşırmış görünme.
Yüzünde dondurma var.
Onun onu yapmasını istemiyorum.
- Bana ne yapmamı istediğini söyle.
- Benim ne yapmamı istediğini bana söyle.
Ben ne yapıyorsam, aynı şekilde davran.
Onun yüzü kızarmıştı.
Tom onu yapmamı istiyor.
Onu yarın yapın.
Onu şimdi yap.
Onu şimdi yap.
Onu derhal yap.
Hadi, yap onu.
Onların bitirmesine izin ver.
En azından bunun için ayağa kalktım.
Hava kararmadan önce eve dönmen gerekir.
Tom'la biraz sohbet edeyim.
Onu yapmamı beklemiyorsun, değil mi?
Tom'un yüzünü görmek istemedim.
Tom, yüzümü yıkamamı söyledi.
Onu yapmanı beklemiyorum.
Umarım yarın çok sıcak değildir.
Eğer isterse Tom'a yardım ederim.
Hemen bir örnek vereyim.
Size bazı örnekler vereyim.
İtibarını kaybetmek aşağılanmak anlamına gelir.
O işi yapmamı ister misin?
Yolu göster.
Onun yüzü çamurla kaplıydı.
Ustabaşıyla konuşmama izin verin.