Translation of "Fin" in Turkish

0.022 sec.

Examples of using "Fin" in a sentence and their turkish translations:

Fin dall'inizio,

En başından beri,

- Lo sapevo fin dall'inizio.
- Io lo sapevo fin dall'inizio.

Ben bunu baştan beri biliyordum.

- Lo sapeva fin dall'inizio.
- Lui lo sapeva fin dall'inizio.

O bunu baştan biliyordu.

- Lo sapeva fin dall'inizio.
- Lei lo sapeva fin dall'inizio.

O bunu başlangıçtan beri biliyordu.

- Sono venuto fin da Boston.
- Io sono venuto fin da Boston.
- Sono venuta fin da Boston.
- Io sono venuta fin da Boston.

Boston'dan buraya onca yol teptim.

- Avevo dei dubbi fin dall'inizio.
- Io avevo dei dubbi fin dall'inizio.

Baştan beri şüphelerim vardı.

Ci siamo fin qui?

Hala benimle misiniz?

- È venuto a trovarmi fin dal Pakistan.
- Lui è venuto a trovarmi fin dal Pakistan.
- Venne a trovarmi fin dal Pakistan.
- Lui venne a trovarmi fin dal Pakistan.

Pakistan'dan bütün yolu beni görmek için geldi.

- È venuto fin da Nikko per salutarmi.
- Lui è venuto fin da Nikko per salutarmi.
- Venne fin da Nikko per salutarmi.
- Lui venne fin da Nikko per salutarmi.

O, beni yolcu etmek için Nikko'dan bütün yolu geldi.

- Non arriverò fin dopo le due.
- Io non arriverò fin dopo le due.

İkiden sonrasına kadar gelmeyeceğim.

Fin da quando ho memoria

Kendimi bildim bileli

Fin dal loro lancio nel 1912,

1912'deki lansmanından bu yana,

Era il suo piano fin dall'inizio.

O, başından beri onun planıydı.

Tom sapeva fin dall'inizio chi ero.

Tom kim olduğumu başından beri biliyordu.

Fin dalla scoperta di queste sorgenti profonde,

Ve bu derin deniz bacalarının keşfinden bu yana,

Era ovvio fin dall'inizio che sarebbe andata così.

Bu işin böyle gitmeyeceği daha başından belliydi.

Tom non arrivò fin quasi le 2:30.

Tom yaklaşık 2.30'a kadar geri dönmedi.

- Aveva ragione alla fin fine.
- Lui aveva ragione alla fin fine.
- Aveva ragione dopo tutto.
- Lui aveva ragione dopo tutto.

Buna karşın haklıydı.

- Sapevo fin dall'inizio che Tom non stava dicendo la verità.
- Io sapevo fin dall'inizio che Tom non stava dicendo la verità.

Tom'un gerçeği söylemediğini başından beri biliyordum.

Che, in fin dei conti, lavora per quel 3%.

%97'nin bir parçası da olabilirsiniz.

Ma ci hai fatto arrivare fin qui. Non demordere.

Ama bizi buraya kadar getirmeniz harika bir başarı. Biraz dayanın.

Non dimenticherò mai la vostra gentilezza fin quando vivrò.

İyiliğini yaşadığım sürece unutmayacağım.

Una e Nel si conoscono fin dalla scuola elementare.

Una ve Nel İlköğretim okulundan beri birbirlerini tanırlar.

Il petrolio è stato importante fin dai tempi antichi.

- Petrol eski zamanlardan beri önemli olmuştur.
- Petrol eski çağlardan beri önemli olmuştur.

Tom non è tornato fin dopo le 2:30.

Tom 2.30'a kadar geri dönmedi.

Tom ha descritto quanto accaduto fin nei minimi dettagli.

Tom, olanları detaylı bir şekilde anlattı.

Scegliere di cambiare la rotta che abbiamo seguito fin qui.

Gitmekte olduğumuz yönü değiştirmek bir seçimdir.

Tom è innamorato di te fin da quando eravate bambini.

Tom çocukluğunuzdan beri sana aşık.

Sapevo fin dall'inizio che Mary era sotto la tua influenza.

Mary'nin senin nüfuzun altında olduğunu başından beri biliyordum.

In fin dei conti è sempre più economico comprare il meglio.

Sonunda en iyisini satın almak her zaman daha ucuzdur.

Alla fin fine è stato possibile trovare una soluzione davvero soddisfacente.

Sonunda gerçekten tatmin edici bir sonuç bulmak mümkündü.

Vi prego fin d'ora di chiudere le finestre prima di uscire.

Lütfen dışarı çıkmadan önce pencereleri kapattığınızdan emin olun.

è fin troppo facile non notare l'avvicinarsi del nemico. Potrebbe essere l'occasione migliore per la leonessa.

...düşmanın yaklaştığını kaçırmaları işten bile değil. Bu, dişi aslan için en iyi fırsat olabilir.

- Tom ha vissuto a New York da quando era bambino.
- Tom ha vissuto a New York fin da quando era bambino.

Tom çocukluğundan beri New York'ta yaşamaktadır.

Non importa quale strumento musicale tu voglia imparare, la cosa più importante è di non fare alcun errore fin dall'inizio, poiché gli errori si fissano nella memoria sempre meglio di tutto ciò che hai fatto bene.

Çalmayı öğrenmek istediğin hangi enstrüman olursa olsun en önemli olan şey çalmayı bitirene kadar hata yapmamandır, çünkü hatalar her zaman doğru yaptığın şeylerden daha iyi aklına yerleşir.

Non importa quale strumento musicale si vuole imparare a suonare, la cosa più importante è non commettere errori fin dall'inizio, perché gli errori sono sempre impressi in mente più facilmente di tutto quello che si fa bene.

Hangi müzik aletini çalmayı öğrenmek istersen iste, en önemli şey başlangıçtan beri hiç hata yapmamaktır, çünkü hatalar doğru yaptığın şeylerden daha kolay akla yerleşir.