Examples of using "Palestra" in a sentence and their turkish translations:
Spor salonuna gittim.
Onlar spor salonundalar mı?
Spor salonundaydım.
Spor salonundayım.
Ben senin spor salonunda olduğunu düşündüm.
Spor salonuna gidiyorum.
- Spor salonundan nefret ediyorum.
- Spor salonundan nefret ederim.
Benimle spor salonuna gitmek ister misin?
Bizimle spor salonuna gitmek istiyor musun?
Spor salonuna gitmeye başladım.
Onlar spor salonundalar mı?
- Spor salonuna gitmekten nefret ediyorum.
- Spor salonuna gitmekten nefret ederim.
Bu gece spor salonuna gidemem.
O benim spor çantam.
Tom muhtemelen spor salonundadır.
Tom, spor salonuna gitmeli.
Tom spor salonunda, değil mi?
Tom spor salonuna gitmeye başladı.
Üzgünüm ama spor salonuna gitmek zorundayım.
Tom egzersiz yapmak için yerel spor salonuna gidiyor
Tom genellikle spor salonuna ne zaman gider?
Spor salonuna gitme zamanı.
Bu otelin bir spor salonu ve bir yüzme havuzu vardır.
Spor salonuna gitmek gerekiyor.
Sanırım spor salonuna gitmeliyim.
Tom haftada üç gün spor salonuna gitti.
Haftada en az iki kez spor salonuna gitmelisin.
Tom bana spor salonuna gideceğini söyledi.
Başka bir sorun spor ekipmanları ile ilgilidir.
Tom genellikle spor salonuna yürümez.
Tom ve Mary balonlarla spor salonunu dekore ettiler.
Gerçek erkekler aerobik yapmak için değil, ağırlık çalışmak için spor salonuna giderler.
Spor salonundaki ilk antrenmanımdan sonra vücudum öyle ağrıdı ki, kendimi felçli gibi hissettim.