Examples of using "Permettersi" in a sentence and their turkish translations:
acı çekiyor hatta ölüyorlar.
Karanlığa rağmen... ...uyumayı göze alamazlar.
herkes bunu böyle bir kibirle karşılayamaz.
- Tom bir yat almayı göze alamaz.
- Tom'un bir yat almaya gücü yetmez.
Tom başka bir boşanmaya daha gücünün yetebileceğini söyledi.
Böyle pahalı bir eve kimin gücü yeter?
Bunu kim göze alabilir?
Tom henüz emekli olmayı göze alamıyor.
Özgürlüklerinin bedelini ödeyemiyorlar.
kefalet ödeyemedikleri için oradalar.
O bir ev satın alabilir, bir araba da cabası.
Bu fiyatları kim göze alamaz?
Tom bunu göze alamaz.
Tom'un bir avukat tutamaması beni hiç şaşırtmadı.
Tom bir avukat tutmayı göze alamaz.
Tom bir avukatı göze alamadı.
- Tom'un konsere gitmek için yeterli parası yoktu.
- Tom konsere gitmeyi göze alamadı.
Tom bir avukat tutmayı göze alamadı.
Tom uçakla seyahat etmeyi göze alamaz.
Tom'un Japonya'yı ziyaret etmeye paraca gücü yetmez.
Tom, bir ev satın almayı göze alamaz.
Tom bir bebekbakıcısı tutmayı göze alamaz.
Tom'un o tür bir bilgisayara gücü yetmez.
Tom'u kışkırtmayı göze alamazsın.
Tom çocuklarını üniversiteye göndermeyi göze alamaz.