Examples of using "Permise" in a sentence and their turkish translations:
Ama bu, avukatlarının Yüksek Mahkemeye gidip
Yağmurda çocuklarını dışarıya göndermedi.
Tom Mary'ye yardım etmemize izin verdi.
Öğretmen onun eve gitmesi için izin verdi.
- Fadıl, Rami'nin orada yaşamasına izin verdi.
- Fadıl, Rami'nin orada oturmasına izin verdi.
Tom, polisin evini araştırmasına izin verdi.
Babası onun sinemaya yalnız gitmesine izin vermedi.