Examples of using "Piovendo" in a sentence and their turkish translations:
Şimdi yağmur yağıyor mu?
Burada yağmur yağıyor.
Orada yağmur yağıyor.
Her yerde yağmur yağıyor.
Şimdi yağmur yağıyor mu?
Yeniden yağmur yağıyor.
Yağmur yağıyordu.
- Hava yağmurlu.
- Yağmur yağıyor.
Yağmur yağmasına rağmen, dışarı gittim.
Şiddetli yağmur yağıyor.
Çok yağmur yağıyor.
Yağmur yağıyor mu?
- Şiddetli yağmur yağıyor.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.
- Hava yağmurlu.
- Yağmur yağıyor.
Yağmur yağmıyor.
Aşırı derecede yağmur yağıyor.
Şimdi yağmur yağıyor mu?
Ben vardığımda, yağmur yağıyordu.
Burada bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
Yağmur yağıyor ama dışarı çıkmak istiyorum.
Otobüse bindiğimde yağmur yağıyordu.
Yağmur yağmasına rağmen ben dışarı çıktım.
Yağmur dışarıda şiddetli yağıyor.
Dışarı çıkalım! Yağmur yağmıyor.
O gün yağmur yağıyordu.
Burada da yağmur yağıyor.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.
En azından yağmur yağmıyor.
Yağmur yağdığı için evde kaldık.
Yağmur yağdığı için bir taksiye bindim.
Bu sabah kalktığımda, yağmur yağıyordu.
Dün geceden beri yağmur yağıyor.
Hâlâ yağmur yağıyor mu?
Osaka'da şiddetli yağmur yağıyordu.
Dün gece yağmur yağıyordu.
Dışarı çıkma. Çok yağmur yağıyor.
Kalbimde yağmurlar yağıyor.
Hâlâ yağmur yağıyor.
Geçen geceden beri yağmur yağıyor.
Bu yıl çok yağmur yağmıyor.
Geçen Pazartesiden beri yağmur yağıyor.
Dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.
Yağmur yağmasına rağmen, o golf oynayacak.
Tom, Boston'da yağmur yağdığını söyledi.
Yağmur yağıyor fakat o bir ceket giymiyor.
New York'ta sert yağmur yağıyordu.
Yağmur yağacak gibi gözüküyor.
Yağmur yağdığı için dışarı çıkamadım.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Sağanak şeklinde yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.
Salı gününden beri yağmur yağıyor.
Yağmur yağmasa balık tutmaya giderim.
Yağmur yağıyordu ve oyun iptal edildi.
Yağmur yağarken işe araba ile gitmekten nefret ediyorum.
Yağmur yağdığı için tenis oynayamadık.
Yağmur yağmasına rağmen dışarı çıktım.
O kadar şiddetli yağmur yağıyordu ki gidişimizi ertelemek zorunda kaldık.
Yağmur yağdığını anladığımda şemsiyemi aldım.
Öğleden beri ara sıra yağmur yağıyor.
Şükür Tanrım, nihayet yağmur yağıyor.
Şiddetli yağmur yağıyordu fakat o arabayla gezmekte ısrar etti.
Biz ayrıldığımızda yağmur yağıyordu, fakat vardığımızda hava güneşliydi.