Translation of "Polpo" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Polpo" in a sentence and their turkish translations:

È un polpo comune.

Tür ismi bayağı ahtapot.

Il polpo Paul aveva ragione.

Ahtapot Paul haklıydı.

- Non ho mai mangiato un polpo vivo.
- Io non ho mai mangiato un polpo vivo.

Asla canlı bir ahtapot yemedim.

Un polpo spruzza dell'inchiostro quand'è spaventato.

Bir ahtapot korktuğunda mürekkep atar.

Vuoi che questo polpo abbia meno gambe?

Bu ahtapotun daha az bacakları olmasını ister misin?

C'è un altro grosso polpo accanto a lei.

hemen yanında büyük bir ahtapot daha vardı.

Greg Gage: Il polpo è un animale alquanto strano

Greg Gage: Ahtapot inanılmaz karmaşık davranışlar sergileyen,

Molti dicono che un polpo è come un alieno.

Birçok insan ahtapotları uzaylı gibi görür.

E poi bisogna iniziare a pensare come un polpo.

Ve sonra ahtapot gibi düşünmeye başlaman gerekiyor.

E ora puoi entrare nel mio mondo da polpo".

Artık ahtapot dünyama gelebilirsin."

Il polpo in difesa cerca di dare le spalle all'attaccante

Savunmacı ahtapot, kavgadan kaçınmanın bir yolu

Che un polpo in cattività può riconoscere esseri umani diversi.

yetiştirilen bir ahtapotun farklı insanları tanıdığını gösterdi.

Secondo la letteratura, il polpo dovrebbe essere una specie notturna.

Kaynakların dediğine göre, ahtapotlar gececil canlılar.

Aggiungete anche il fatto che il polpo è un animale solitario

Sonra ahtapotun yalnız bir yaratık olduğu gerçeğini düşünün

E forse ti dà uno strano senso di gioia da polpo.

Ve belki de bunun sayesinde tuhaf bir ahtapot sevinci yaşıyor.

A questo punto, conoscevo piuttosto bene le fasi della vita di un polpo.

Bu noktada, bir ahtapotun hayat aşamalarını iyi biliyordum.

Un giorno, mi seguiva. E la cosa più incredibile è essere seguiti da un polpo.

Bir gün beni takip ediyordu. Ve bir ahtapotun seni takip etmesi inanılmaz ötesi bir şey.

Qual è la differenza tra le tracce di un polpo, quelle di un riccio di cuore

Ahtapot izlerinin, deniz kestanesinden farkı ne?

È così debole che non riesce a fare quei colori vivaci di un polpo in salute

O kadar zayıf ki sağlıklı ahtapotlar gibi canlı renkler çıkaramıyor.

Nella mia testa, pensavo come un polpo. Ed era tutto così faticoso, in un certo senso.

...ahtapot gibi düşünüyordum. Ve bunlar bir açıdan aşırı yorucuydu.

E ora so come la conchiglia è collegata al riccio e come il polpo è collegato alla conchiglia.

Artık miğfer salyangozlarının deniz kestanesine, ahtapotun da salyangozlara olan bağlantısını biliyorum.

Questo animale ha passato milioni di anni imparando a essere impossibile da trovare. Io dovevo imparare com'erano fatte le tracce di un polpo.

Bu hayvan, bulunması imkânsız olmayı öğrenmek için milyonlarca yılını harcadı. Ahtapot izlerinin görünüşünü öğrenmem gerekiyordu.