Translation of "Reputazione" in Turkish

0.055 sec.

Examples of using "Reputazione" in a sentence and their turkish translations:

- Ha una buona reputazione.
- Lei ha una buona reputazione.
- Hai una buona reputazione.
- Tu hai una buona reputazione.
- Avete una buona reputazione.
- Voi avete una buona reputazione.

İyi bir ünün var.

- Ha una buona reputazione.
- Lui ha una buona reputazione.

O iyi bir üne sahiptir.

- Ha una buona reputazione.
- Lei ha una buona reputazione.

Onun iyi bir saygınlığı var.

- Si merita una buona reputazione.
- Lui si merita una buona reputazione.

O iyi bir ünü hak ediyor.

- Ho una reputazione da proteggere.
- Io ho una reputazione da proteggere.

Ben korumak için bir üne sahibim.

- Ha una buona reputazione ovunque vada.
- Lui ha una buona reputazione ovunque vada.

Nereye giderse gitsin iyi bir üne sahiptir.

Tom ha una reputazione discutibile.

Tom kötü bir üne sahip.

Tom aveva una reputazione pia.

Tom dindar bir üne sahipti.

Tom ha una reputazione terribile.

Tom'un çok kötü bir itibarı var.

Tom ha una pessima reputazione.

Tom kötü bir üne sahiptir.

Avevo buone connessioni, una buona reputazione --

İyi bir çevrem, iyi bir itibarım vardı. İyi olacağımı

Ha la reputazione di essere integro.

O dürüstlük biçiminde bir üne sahiptir.

La reputazione di Tom è impeccabile.

Tom'un itibarı kusursuz.

La sua reputazione era a rischio.

Şöhreti tehlikedeydi.

La mia reputazione è stata distrutta.

Benim itibarım yıkıldı.

Quel ragazzo ha una discreta reputazione.

Şu çocuk epeyce bir üne sahip.

Tom sta danneggiando la sua reputazione.

- Tom itibarını zedeliyor.
- Tom kendi ününe zarar veriyor.

- Tutto quello che ho è la mia reputazione.
- Tutto ciò che ho è la mia reputazione.

Bütün sahip olduğum şey itibarım.

Ha la brutta reputazione di essere disonesto.

O, düzenbazlığıyla kötü bir üne sahiptir.

- Jersey Shore ha dato una cattiva reputazione al New Jersey.
- Jersey Shore diede una cattiva reputazione al New Jersey.

Jersey Shore, New Jersey'ye kötü bir ün verdi.

Che sembravano più interessate all'onore e alla reputazione

kendi adlarını ve şereflerini önemsiyor gibi görünen

Gli attacchi hanno peggiorato la reputazione del felino.

Bu büyük kedi, insanlara saldırmasıyla kötü bir ün kazanmıştır.

Molti scienziati hanno la reputazione di essere eccentrici.

Çok sayıda bilim adamı eksantrik olma ününe sahiptir.

Anche la reputazione è una forza economica potente, giusto?

İtibar da tıpkı bunun gibi çok kuvvetli ekonomik güçtür değil mi?

Tom ha la reputazione di essere sempre in ritardo.

Tom her zaman geç kaldığı için bir üne sahiptir.

- Ha una pessima reputazione tra i suoi studenti.
- Lui ha una pessima reputazione tra i suoi studenti.
- Ha una cattiva fama tra i suoi studenti.

Öğrencilerinin yanında kötü bir ünü var.

La reputazione della scuola è stata danneggiata a causa della stupidata di Tom.

Okulun saygınlığı, Tom'un salaklığı yüzünden zarara uğramış görünmekte.

In questo modo si guadagnò la reputazione di comandante organizzato e deciso e brillante tattico.

Bu süreçte organize ve kararlı bir komutan ve parlak bir taktikçi olarak ün kazandı.

Con una reputazione temibile e armi frutto di secoli di evoluzione. È rapida, aggressiva e molto velenosa,

gelişmiş bir cephaneye sahip, kâbus gibi bir yaratıktır. Hızlı, agresif ve son derece zehirlidir