Examples of using "思った" in a sentence and their turkish translations:
O benim tahminimdi.
Ben doğru tahmin ettim.
Turnayı gözünden vurduğumu hissettim.
Ben ücretsiz olduğunu düşündüm.
Bunun bir deprem olduğunu düşündüm.
Ben onun Tom olduğunu düşündüm.
Hey, ben memnun olacağını düşündüm.
- Senin gelmeyeceğini düşündüm.
- Gelmeyeceğini düşünmüştüm.
Gözlerimin bana oyun oynadıklarını düşündüm.
Düşündüğümden daha ucuzdu.
Kar sandığımdan çok daha derin!
Partinin büyük bir başarı olduğunu düşündük.
O, düşündüğümden daha kolay.
Önce hasta olduğumu düşündüm.
Boston'a otobüsle gideceğini düşündüm.
Soruların kolay olduğunu düşündüm.
- Ben onun doğru olduğunu düşündüm.
- Ben bunun gerçek olduğunu zannediyordum.
Olacağımı düşündüğüm kadar meşgul değilim.
Niçin Fransızca öğrenmeye karar verdin?
- Düşündüğüm odur.
- İşte düşündüğüm şey.
"Bunu kesinlikle yakalayacak." diye düşünüyordum.
Onu nasıl gördün?
O umduğumdan daha iyiydi.
Ben onun hasta olduğunu düşündüm.
Beklediğim kadar pahalı değildi.
Bunun biraz tuhaf olduğunu düşündüm.
Tom'un uykuya olduğunu düşündüm.
Öğleden sonra havanın açık olacağını düşündüm.
Tom'un hasta olduğunu sanıyordum.
Kendini öldüreceğini sandı.
O, onu yakışıklı buldu.
"Saat kaç?" diye o merak etti.
O çok yalnız hissetti.
O kendini şanslı addetti.
Beni ziyaret edeceğini umdum.
O, bir doktor olduğumu zannetti.
Çok güldüm , öleceğimi düşündüm.
Açıkça konuşur.
Onun bir Amerikalı olduğunu düşündük.
Onun zengin olduğunu düşündüm.
Tom'u tanıdığımı düşündüm.
Ben rüya görüyor olduğumu sandım.
Meselenin bu olduğunu düşünmüştüm.
Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm.
Onun iyi gittiğini düşündüm.
Tom Mary'nin uyuduğunu düşünüyordu.
İlk başta, o bunun bir şaka olduğunu düşündü.
Onu neden düşündün?
Tom'un hatalı olduğunu düşündüm.
Ameliyat etmek için can atıyordum yahu!
Bu iş bitti diye düşündüm. Tamamen kayboldu.
İlk başta, balık avlayacağını düşündüm.
Onu Beatrice'e tanıtmayı planladım.
Dağa tırmanabileceğini düşünüyordu.
Tom onun adil olmadığını düşündü.
Tom geç kalacağını söyledi.
Onu bir Amerikalı sandım.
Onun masum olduğunu düşündüm.
Onlar umduğumdan daha iyiydiler.
Onun benim kardeşim olduğunu düşündüm.
Onu hiç düşünmedim.
Tom bunun bir tuzak olabileceğini düşündü.
Oyunu kazanabileceğimizi umuyorduk.
Kapılar düşündüğün kadar kötü değil.
Onun hikayesinin gerçek olup olmadığını merak ettim.
Ben onun kızgın olduğunu düşündüm.
Tom hiç kimsenin bakmadığını düşündü.
Fikri beğendim.
Oğlumla gurur duyuyorum.
Onun geleceğini düşündüm.
Bunu yapabilmemin tek yolu, okyanusta olmaktı.
Sonra yengeç "Her şey yolunda." diye düşünerek
Orada olanlar onun saf altın olduğunu düşündü.
Fırsata balıklama atlayacağını düşündüm.
Kırsalda gezmeyi zevkli buldum.
O, karıncalardan kurtulmaya çalıştı.
O, her şeyi kötü bir şaka sandı.
Eve beklediğimden daha erken geldi.
O zaman, gerçekten öleceğimi sandım.
Yardım almayı gerekli buldum.
Bunu yapmanın kolay olacağını düşündüm.
Bize katılacağına kesin gözüyle bakıyorduk.
O kendi kendine "çok mutluyum." dedi.
O düştü ve utanmış hissetti.
Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.
Şüpheli tutuklanmaktan kaçınmak istedi.
Onların sıcak karşılamaları beni mutlu etti.