Examples of using "だと思った。" in a sentence and their turkish translations:
O benim tahminimdi.
Ben ücretsiz olduğunu düşündüm.
Ben onun Tom olduğunu düşündüm.
Partinin büyük bir başarı olduğunu düşündük.
Önce hasta olduğumu düşündüm.
Soruların kolay olduğunu düşündüm.
- Ben onun doğru olduğunu düşündüm.
- Ben bunun gerçek olduğunu zannediyordum.
Ben onun hasta olduğunu düşündüm.
Bunun biraz tuhaf olduğunu düşündüm.
O, onu yakışıklı buldu.
O kendini şanslı addetti.
O, bir doktor olduğumu zannetti.
Onun bir Amerikalı olduğunu düşündük.
Onun zengin olduğunu düşündüm.
Ben rüya görüyor olduğumu sandım.
Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm.
İlk başta, balık avlayacağını düşündüm.
Tom onun adil olmadığını düşündü.
Onun benim kardeşim olduğunu düşündüm.
Fikri beğendim.
Sonra yengeç "Her şey yolunda." diye düşünerek
Orada olanlar onun saf altın olduğunu düşündü.
O, her şeyi kötü bir şaka sandı.
Bunu yapmanın kolay olacağını düşündüm.
Bize katılacağına kesin gözüyle bakıyorduk.
Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.
Mary Tom'un başının belada olduğunu düşündü.
Ben yağmur yağmaya başladığını düşündüm.
Tom karizmatik olduğumu düşündüğünü söyledi.
- Öğrenciler final sınavını çok kolay buldu.
- Öğrenciler için final sınavı çocuk oyuncağıydı.
İnsanlar onun öldüğünü düşündüler.
Polislerin Tom'u aradığını sandım.
Bunun bir sır olduğunu düşünüyordum.
Genel olarak onun iyi bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Biz mesajın doğru olduğunu düşündük.
Senin cezalandırılmanın saçma olduğunu düşündük.
İnsanlar onu büyük bir bilgin olarak düşünüyorlar.
Yoko artık yalnız yaşamayı imkansız buluyor.
Konuşmalarının uzun olacağını umuyordu.
Kendisinin yeterince çekici olduğunu düşündü.
Onun yarışı kazanacağına kesin gözüyle baktım.
Biz onun cezalandırıldığına kesin gözüyle baktık.
Yolu geçmeyi imkansız buldum.
Ben bunu yapmayı bir görev olarak hissettim.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.
Profesör böyle bir şeyi söylemenin kabalık olduğunu düşündü.
Onun başarısını doğal karşıladık.
Onun razı olacağına kesin gözüyle baktım.
O açık pencereden uçmak üzere olduklarını düşünüyordu.
Köylüler onun çok cömert olduğunu düşündü.
Fabrika o kadar eskiydi ki sahipleri fabrikanın değersiz olduğunu düşünüyordu.
Benim en sevdiğim rengin yeşil olduğunu sana düşündüren şey nedir?
Senin yeni şeyler öğrenmeyi sevdiğini düşünüyordum.
Onun böyle bir şey olduğunu düşündüm. Endişeli olduğum için gelmeye çalıştım
Hazineyi nereye gömdüğümüzü Tom'a söylememizin bir hata olduğunu düşündüm.
O, saatlerimizin aynı olduğunu düşündü,
Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü.
Belediye başkanı, vergi gelirlerindeki azalmanın araştırılması gerektiğini düşündü.
Halası olduğunu düşündüğü kadın bir yabancıydı.
Bunun kolay olacağını düşünmüştüm, fakat bütün gün çalışıyoruz ve hâlâ bitirmedik.
- Düşündüğüm odur.
- İşte düşündüğüm şey.
Başarabilmesinin sebebinin arkadaşlarının yardımından kaynaklandığını hissetti.
Fikrimi söylediğim son kişi deli olduğumu düşündü.
Adamın benden paramı koparmaya çalıştığını fark ettim.
Tom'un heavy metali sevdiğini sana düşündüren ne?
O, benim bir doktor olduğumu düşündü.
Japonca cümleyi garip buldum, ama bir yerli tarafından yazıldığı için, muhtemelen doğru olduğunu düşündüm.
Soruya cevap vermeyi kolay buldum.
Gördüğüm anda onu tanıdım.
İlk önce öğretmen olduğunu sanmıştım ama değilmiş.