Examples of using "さよなら" in a sentence and their turkish translations:
O bana veda etti.
O, sonsuza kadar elveda dedi.
İyi günler. Yakında görüşürüz.
Bana veda etmek için elini salladı.
Hoşça kal.
- Bana hoşça kal bile demedi.
- Benimle vedalaşmadı bile.
O hoşça kal demeden evden ayrıldı.
John hoşça kal bile demeden gitti.
- Sana veda etmeliyim.
- Sana hoşça kal demeliyim.
Hoşça kal demeden dışarı çıktı.
O, hoşça kal demeden çekip gitti.
O hoşça kal demeden evden ayrıldı.
Hoşça kal demeden telefonu kapadı.
Hoşça kal dememesi kabalıktı.
Tom genellikle Mary'ye bir veda öpücüğü verir.
Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.
Git ve o ayrılmadan önce ona elveda de.
Hoşça kal bile demeden odayı terk etti.
Gerçekten hoşça kal demeliyim.
Sanırım güzel kız utangaç genç adama veda edecek.
- Yakında görüşürüz!
- Görüşürüz.
O, veda etmeden ayrıldı.
Vedalaşmadan gitme.