Examples of using "とんでもない" in a sentence and their turkish translations:
O mükemmel olmaktan uzaktır.
Bu, tamamen yanlış.
O bir dehadan uzaktır.
O, bir aptaldan başka bir şey değildir.
"Bitirdin mi?" "Aksine. Başlamadım bile."
Dün gece uygunsuz bir zamanda beni aradı.
Tom'un berbat bir baş ağrısı vardı.
Niçin beni bu uygunsuz saatte aradın?
Kötü cadı adama kötü bir büyü yaptı ve onu bir böceğe çevirdi.
Jack'in müzikte iyi olmadığı doğru değil, aksine, o piyanoyu iyi çalar.
Donanma jetlerinin navigasyonda önemli bir bozumu vardı ve onlar yanlışlıkla kendi askerlerini bombaladılar gibi görünüyor.
- Mümkün değil!
- Asla!
"Bitirdin mi?" "Aksine, henüz başladım."
Bazı şeyleri berbat ettim, keşke tırmanacak bir delik bulabilsem.