Examples of using "生きること" in a sentence and their turkish translations:
Yaşamak, acı çekmektir.
nörolojik hastalıkları olanlar
Susuz yaşamak imkansızdır.
Sert oynamanın bir faydası yok.
Sağlık ve akıl, hayatın iki nimetidir.
Havasız yaşamak imkansızdır.
150 yaşına kadar yaşamak imkânsız mı?
Doksan yaşına kadar yaşamak hiç ender değildir.
ve sevmeyi öğreniyorum.
150 yaşına kadar yaşamak neredeyse imkansız mı?
Alt üst yaşanan bir hayat, daha fazla enerji saklıyor.
Trans kadın olmak kolay değil.
Hava olmasa hiçbir yaratık yaşayamaz.
Hayatta en önemli şey kendiniz olmaktır.
acısını çekmekte olan bu kıza yardım etmek yerine...
Havasız hiçbir şey yaşayamazdı.
Kardeş gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, yoksa aptal gibi birlikte yok olacağız.
Hava olmasa yaşayamayız.
Eğer hava ve su olmasaydı, yaşayamazdık.