Examples of using "要するに" in a sentence and their turkish translations:
Özetleyecek olursak,
Kısacası, yaşam kısadır.
Uzun lafın kısası ben kovuldum.
Kısacası, Sherlock yaşıyor.
Konu onların aç olmasıdır.
Kısacası, parti müthişti.
Kısacası, o yanılıyordu.
Aslında, balın yaratıcıları çiçeklerdir.
Rapor basitçe,
Kısacası toplantı vakit kaybıydı.
Kısaca, paraya ihtiyacım var. Onu bana ödünç Lütfen!
Kısacası ona güvenmiyorum.
Basitçe demek oluyor ki eğer siz yılda 50.000 dolar kazanıyorken
Biz mali olarak sıkıntılıydık, uzun lafın kısası, biz iflastaydık.
normal bir şekilde yaralanan insanın yarasının
Uzun bir mektuptu, ama kısaca "Hayır." dedi.
Konu onların çok genç olmalarıdır.