Examples of using "話したい?" in a sentence and their turkish translations:
Konuşmak istiyor musun?
Ben Lojbanca konuşmak istiyorum.
John'la konuşmak istiyorum.
Jean'le konuşmak istiyorum.
Onunla konuşmak istiyorum.
Tom'la konuşmak istiyor musun?
Hakkında konuşmak istediğim çok şeyler var.
Ailemi aramak istiyorum.
Bana söylemek istediğin bir şey var mı?
Sana söylemek istediğim bir şey var.
- Sana söylemek istiyorum ama söyleyemiyorum.
- Sana anlatmak istiyorum, ama yapamam.
Baş hemşire ile konuşmak istiyorum.
Seninle bir dakika konuşmak istiyorum.
John şu an müsait mi?
Sana söyleyecek çok şeyim var.
Benimle ne hakkında konuşmak istiyorsun?
O, seninle konuşmak istiyor.
Seninle konuşmak istiyorum, Tom.
Sadece Tom'la konuşmak istiyoruz.
Seninle bir şey hakkında konuşmak istiyorum.
Seninle baş başa konuşmayı tercih ederim.
Tom'la tekrar konuşmak istiyorum.
Benimle konuşmak istiyor musun yoksa istemiyor musun?
Onunla yüz yüze konuşmak istiyorum.
Sevdiğim hakkında konuşmak istiyorum.
Onun hakkında konuşmak istiyor musun yoksa istemiyor musun?
Bana söyleyecek biraz acil haberi vardı.
Bugün size kahramanlar ve kötülerden bahsetmek istiyorum.
ama sanırım bunun nasıl olduğunu ve bir sanat tarzının
Açıkçası onunla konuşmak istiyorum.
Kolaylaştıran şeylerden konuşmak istiyorum.
Kredi kartım çalındığı için arıyorum.
Kentsel dönüşüm hakkında konuşmadan önce duraksamama izin verin.
Sana özel bir şey söylemek istiyorum.
Ben profesörle konuşabilir miyim?
İngilizceyi akıcı şekilde konuşmak istiyorum.
Onlara iklim değişikliğinin önemini anlatmak istiyorum."
Bir dakikan varsa, ben bazı sorunlar hakkında seninle konuşmak istiyorum.
Şimdi söyleyecek özel bir şeyim yok.
- Kimle konuşmak istiyorsun?
- Konuşmak istediğin kimdir?
Şu anda canım çok konuşmak istemiyor.
Ben kalmak ve sohbet etmek istiyorum ama gidecek bir toplantım var.
Tom'la konuşmak istiyorsan yaklaşık üç saat beklemen gerekecek.
"Tom, seninle hakkında konuşmak istediğim bir şey var..." "Evet, nedir? O ciddi bir şey mi?" "Evet, biraz."
Ben aslında geveze birisi değilimdir. Sadece sana anlatacak çok şeyim var.
- Sana söyleyecek bir şeyim var.
- Sana söyleyeceğim bir şey var.