Examples of using "살아" in a sentence and their turkish translations:
Hatta hâlâ yaşıyor, bakın.
çok fazla saldırıya maruz kaldılar.
uzun yıllar hayatta kalmayı başaran bir nörolog ve psikiyatrist.
Hayvanın diri diri boynuzunu sökmek,
ve bütün olanaksızlıklara rağmen masalı anlatmak için yaşamış,
ama bu süreçleri yaşamak
Ancak ruhları hâlâ güçlü.
Çok şey ifade eden böyle bir zamanda
Aniden açılmış bir kalp uyanık, canlı ve aksiyonu ister durumdadır.
Hayatta olduğunu, nefes aldığını görünce içim rahatladı.
Canlı bir akrep almazsınız,