Examples of using "많다는" in a sentence and their turkish translations:
geleceği için bu kadar planı olmasına ve çok pozitif olmasına hayran kaldım,
Zor olan kısmı, çok fazla çıkıntı olması. Kayaların da ne kadar sağlam olduğunu bilmiyorum.
Ama gariptir ki onlara yaklaştıkça birçok açıdan çok benzediğimizi fark ediyorsun.