Examples of using "시간에" in a sentence and their turkish translations:
Tanrı tarafından terk edilmiş hissedebileceğim bir zamanda
ailemin yemek masasındaki sohbetleri yatıyor.
Rahatlamak istediğinde ve boş zamanında ne yapmak istersin?
Zaman içinde daha iyi oldularsa bunun ilerleme olduğunu kabul ediyorum.