Examples of using "Dziadek" in a sentence and their turkish translations:
Büyükbabam onu abartmayı seviyor.
Büyükbaba kanepede uyukluyor.
Deden nerede yaşıyor?
Dedem yürümeyi sever.
Dedem marangoz.
Dedem erken kalkar.
Tom'un dedesi bir köleydi.
Büyükbabam bir değirmenciydi.
Büyükbabam bir kahramandı.
Dedem ördek yetiştirir.
Deden kaç yaşında?
Büyükbabam çok yavaş konuşur.
Büyükbabanın kaç tane şapkası var?
Büyükbabam Osaka'lıdır.
Büyükbabam bu evi inşa etti.
Büyükbabam artık idrar tutamıyor.
Büyükbabanız kaç yaşında?
Dedem çok sağlıklı.
Tom'un dedesi okuyamazdı.
Dedem her gün yürüyüşe çıkar.
Tom'un Mary'nin büyükbabasının kim olduğu hakkında hiçbir fikri yok.
Büyükbabam sabah kahvaltısını genellikle saat altıda yer.
Büyükbabam bir baston olmadan yürüyemiyor.
Büyükbabam hayatının geriye kalan kısmını sakin bir şekilde yaşamak istiyor.
Yalnızken, büyükbabam bazen kendi kendine konuşur.
Dedem yüzemeyecek kadar yaşlandığını söylüyor.
Tom aynı babası, büyükbabaları ve kardeşleri gibi bir sakala sahip.