Examples of using "Grę" in a sentence and their turkish translations:
Bu oyunu severim.
Bu oyunu hatırlıyor musun?
Ben bir TV oyunu oynuyorum.
Tom bu oyunu kazanacak.
Bir kelime oyunu oynayalım.
Aptallığın sayesinde, maçı kaybettik.
Bu oyunu oynamam.
Tom bana bu oyunu verdi.
Şimdi oyuna başlayalım.
Tom her gün fagot çalarak pratik yapar.
Saldırganların dahi duyguları karışık.
Anne baba, çocuklarıyla oyun oynuyor.
O her gün piyano çalışıyor.
Onun oyunu kazanacağına bahse girdim.
Grip onun golf oynamasını engelledi.
O, gece geç saatlere kadar gitar çalma uygulaması yapar.
Kart oynamak için zamanı yok.
Pazar günü tenis oynamak ister misin?
Tom on iki yaşında iken trombon derslerine başladı.
- Hakem maçı erteledi.
- Hakem oyunu askıya aldı.
Tom sadece bir oyun kazandı.
Şekerleme veya kafein yok bu arada, yani katılımcıların hâli perişan.
Oyun oynamıyorum.