Examples of using "Największe" in a sentence and their turkish translations:
Bu, şehirdeki en büyük müze.
Dünya'nın başka yerinde bu kadar yoğun pars nüfusu yok.
En büyük başarınızın ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Sevmek ve sevilmek en büyük mutluluk.
Benim en büyük endişem, bir sonraki yemeğimin nereden geleceği hakkındadır.
en büyük sorunumuz ürün ile ilgili değildi.