Examples of using "Przekonać" in a sentence and their turkish translations:
Jack'i ikna etmek zordur.
Tom'u kalması için ikna etmek zorundasın.
- Onu ikna etmekte başarısız olduk.
- Onu ikna edemedik.
Onu ikna etmeye çalışmanın yararı yok.
Tom'u onu yapmaya ikna ettim.
İnsanları bize yardım etmeleri için ikna etmem gerekiyor.
Onu ikna edemedim.
Onu bize yardım ettirmek zorundasın.
Bize yardım etmesi için onu ikna etmeye çalışın.
Tom'a bana söyletmeye çalıştım.
O, teklifi reddetmemesi için onu ikna etmeye çalıştı.
Onu ikna edebilecek tek kişi sensin.
Seni düşünceni nasıl değiştirebilirim?
Onu ikna etmeye çalışmanın hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorum.
O, onu kişisel bir çeki kabul etmesi için ikna edemedi.
Fikrini değiştirmek için onu ikna etmeye çalıştım.
Tom Boston'da kalması için Mary'yi ikna etmeye çalıştı.
Onu ikna etmek için elinden geleni yaptı.
Tom onu yapması için Mary'yi ikna edebilir.
Tom'u bizimle gelmesi için ikna etmek kolay olmayacak.
Tom'u bizim için çalışmaya ikna edebilmemizin bir yolu olmalı.
Onu hatalı olduğuna dair ikna edebileceğin hiç olası değil.
O, ona yeni bir araba alması için onu ikna edemiyor.
İnsanları çikolatanın vanilya olduğuna ne kadar ikna etmeye çalışırsan çalış, o hala çikolata, kendini ve başka birilerini vanilya olduğuna ikna etmeyi becerebilsen de.
Bizimle Boston'a gelmesi için Tom'u ikna etmeye çalıştım fakat o yapmak zorunda olduğu başka şeyleri olduğunu söyledi.