Translation of "Rosną" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Rosną" in a sentence and their turkish translations:

Rośliny rosną.

Bitkiler büyür.

Jabłka rosną na drzewach.

Elmalar ağaçlarda büyür.

Kwiaty rosną na łące.

Çiçekler çayırda büyüyorlar.

Liście rosną na gałęziach.

Yapraklar dallarda büyür.

Z nadchodzącym świtem temperatury rosną.

Şafağın sökmesiyle... ...sıcaklık tepeye fırlıyor.

Pomarańcze rosną w ciepłych krajach.

Portakallar sıcak ülkelerde yetişirler.

Pieniądze nie rosną na drzewach.

- Para ağaçlarda yetişmez.
- Para kolay kazanılmıyor.
- Para ağaçta yetişmiyor.

Pisklęta flamingów karmazynowych rosną niewiarygodnie szybko.

Karayip flamingo yavruları çok hızlı büyür.

Ciała rosną wolno a umierają szybko.

Bedenler yavaş yavaş büyür, çabucak ölür.

Ceny rosną z dnia na dzień.

Fiyatlar günden güne yükseliyor.

- Ceny rosną.
- Cena wzrasta.
- Cena rośnie.

Fiyat yükseliyor.

"Co robisz?" "Oglądam, jak moje rośliny rosną."

"Ne yapıyorsun?" "Bitkilerimin büyümesini izliyorum."

Nowe rośliny rosną w ogrodzie na wiosnę.

İlkbaharda bahçede yeni bitkiler yetişir.

Ich wymagania wobec matki rosną wraz z nimi.

Büyüdükçe annelerinden talepleri de artıyor.

Kaktusy to rośliny, które rosną w suchych miejscach.

Kaktüsler kuru yerde yaşayan bitkilerdir.

Rosną napięcia między Indiami a Pakistanem w sprawie Kaszmiru

Hindistan ve Pakistan arasında ki Keşmir gerginliği ateşleniyor.

Co, gdy miasta rosną, a siedliska dzikiej przyrody się kurczą?

Şehirler genişleyip vahşi yaşam alanları daralırsa ne olur?

Te pisklęta rosną tak szybko, że już potrafią przegonić krokodyla.

Bu yavrular o kadar hızlı büyüyor ki, daha şimdiden timsahtan koşarak kaçabiliyorlar.

- W tym lesie są klony.
- W tym lesie rosną klony.

Bu ormanda akçaağaçlar var.