Examples of using "Evidente" in a sentence and their turkish translations:
Bu, onun yalan söylediğinin kanıtıdır.
Tom'un yalan söylediği belli.
Tom'un Mary'nin dikkatini çekmeye çalıştığı belliydi.
- Arap dilinin etkisi, İspanyolca dilinde oldukça belirgindir.
- Arapçanın etkisi İspanyolcada oldukça belirgindir.
Maduro'nun politik tutkusu Aralık 2015'te kendini belli etti
Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
Tabii ki o haklı.
Bunun doğru olduğu benim için oldukça açık.
Bunu benim için yapmak istemediğin oldukça aşikar.
Onun seninle evlenmeye niyeti olmadığı açık.
Tom ve Mary'nin birlikte zaman geçirmek istedikleri açık.
O kesinlikle ABD'ye gidecek.