Examples of using "Negócio" in a sentence and their turkish translations:
İş iştir.
Gel bu işe girelim
Ben bir anlaşma yaptım.
İş hızla artıyor.
İş yavaş.
Bu büyük bir anlaşmaydı.
Bu iyi bir anlaşma.
Merhaba, işler nasıl?
- Bu iş bir baş belasıdır.
- Bu iş can sıkıcıdır.
İşim tekrar toparlanıyor.
- Bu işte bir şeyler var.
- Bu işin altında bir şeyler yatıyor.
- Bu işin altı yaş.
Bu işe fazla para yatırmayın.
O tuhaf şeyi nerede buldun?
Onun işi iyi gidiyor.
Şimdi kendi işimi kurdum.
Tom'un anlaşması nedir?
Ben bu işin içinde yer almak istemiyorum.
Ya abi bu işte çok iyi para var ya
Babasından işi miras aldı.
Sonunda işim yoluna girdi.
Kendi işine başlamayı planlıyor musun?
İşi başarısız oldu ve o mahvoldu.
- İşine başlamayı planlıyor.
- İşini kurmayı planlıyor.
O, işini oğluna devretmeye karar verdi.
O umut verici bir işte iki yüz dolarlık yatırım yaptı.
Tom bir işe başlamak için parasını tasarruf ediyor.
Bu gerçek bir pazarlık.
Bob kendi işine başladığından beri üç yıl oldu.
Yeni bir işe başlamak için sermayeye ihtiyacı vardı.
Bir işe başlamak çok para gerektirir.
O, kocasının ölümünden sonra işi devraldı.
Seninle acil bir işim var.
- Mizah ciddi bir iştir.
- Mizah ciddi bir iş.
Telefon yazılım işine de girdi Google
Bu şeyi uygulamaya koymanın zor olduğunu fark ettim.
On yıl önce, böyle iş bir başarı olurdu.
Yaşam eğlenceli bir şey.
"Ne istiyorsun?" "Ben sadece Tom'a bir şey sormak istedim."
Ne kadar zamandır bu oyunda bulunuyorsun?
Amaç sende olana ihtiyacı olanlarla ticaret yapmak değil.
Şu şeyin büyüklüğüne bak!
Neden öyle bir şeyi seviyorsun?
Bu şeyi içemem.
Bu işte büyük bir gelir elde etme şansı var, ayda bir milyon yen mümkün!
Neden kendi işine bakmıyorsun?
Sanat ciddi bir şeydir.