Examples of using "Partes" in a sentence and their turkish translations:
O üç kısma bölündü.
Bu bölgeler herkes için farklı.
- İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
- İngiltere'nin birçok kısmını ziyaret ettim.
Makinenin bazı eksik parçaları var.
Beyninizin bazı bölgeleri aktifleşti.
Her yerde çiçekler vardı.
Bu teori üç kısımdan oluşur.
uzay boşluğundaki geri kalan parçalar ise itildi
bu kısımları bilmeden bu kısımları size anlattığımda
Bu kitap dört bölüme ayrılmıştır.
Bu doğruyu 20 eşit parçaya bölün.
Bu analiz iki bölüme ayrılır.
kıtanın içerisinde parçalanan kısımlara ise biz levha diyoruz
Biz bir çok ürünü dünyanın bir çok yerinden alıyoruz
- Lütfen pizzayı üç parçaya bölün.
- Lütfen pizzayı üç parçaya ayırın.
- Anne pastayı üç parçaya böldü.
- Annem pastayı üç parçaya böldü.
İngilizce dünyanın birçok yerinde konuşulur.
- Ben tam ödemeyi kısmi ödemeye tercih ederim.
- Ben toplu ödemeyi taksitle ödemeye tercih ederim.
Afrika'nın birçok kısmı Avrupa ülkeleri tarafından sömürgeleştirildi.
Bütün, parçaların toplamından daha büyüktür.
oort bulutunun iç kısımlarına bile ulaşamadan
Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri.
Fransızca Fransa'nın yanı sıra İtalya bölgelerinde konuşulur.
üç ana kısma ayrıldığını görürüz.
Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri. Tamam, hadi gidelim.
Ekvator dünyayı iki eşit parçaya bölen hayali bir çizgidir.
Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur.
İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.
O, elmayı iki parçaya ayırdı.
Çocuk pastayı ikiye kesti.