Examples of using "Velocidade" in a sentence and their turkish translations:
Tren yavaş yavaş hızlandı.
Hız her şey değildir.
Ben her zaman orta hızda araba sürerim.
Hız sınırı yok.
hızı 1000 kilometreye ulaşabiliyor
Hız sınırını aşmayın.
- O çok hızlı bitirdi.
- O şimşek kadar hızlı bitirdi.
O tam hızda koştu.
Araba yavaş yavaş hız kazandı.
İnternet bağlantın ne kadar hızlı?
Onu hızlı gitmesi sebebiyle tutukladılar.
Dikkat et! Bir hız kamerası var.
Motosikletçi hız limitini aştı.
Bizim zamanımız ışık hızına eşit
Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı?
Arabanın hızına şaşırdım.
Hız limitinin ne olduğunu biliyor musun?
Motosikletçi hız sınırının üzerinde gitti.
Kısa mesafe koşu şampiyonu Jamaikalı.
Saatte 100 kilometreyi geçen sprintler atabiliyor.
...gezegenimiz karanlığa gömülür.
Bu durumda zaman ışık hıza eşitse
Dikkat. Yavaşla. 200 metre de tehlikeli dönüş.
Titreşimler aracılığıyla şeklini ve boyutunu kestirebilir.
Tom genellikle hız limitinin biraz üzerinde araç kullanır.
Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.
Bir kasırganın kategorisi rüzgar hızına bağlıdır.
zehrin gücü ve hızlı harekete geçmesi,
Geniş bant hızında ve kalitesinde ülkeden ülkeye büyük farklılıklar vardır.
Son tayfunda, rüzgar saatte 200 kilometre hızla esti!
Döner kavşağın amacı trafiği yavaşlatmaktır.
Yıldızın biz yıllar önceki halini görüyoruz. Çünkü o görüntü bize ışık hızıyla ulaşıyor.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
Gelecekte, insanlar ışıktan daha hızlı hızlarda galaksi etrafında seyahat etmek için uzay gemileri kullanacaktır.
Yer çekimi ve uzaklık ile orantılıysa biz ekvator bölgesinden dünyanın tersine doğru ışık hızıyla ilerlersek