Examples of using "Вниз" in a sentence and their turkish translations:
Aşağıya mı?
Aşağıya bakma.
Tom aşağıya koştu.
Alt kata gel.
- Sayfanın altına gidin.
- Sayfanın altına doğru kaydırın.
Ben aşağıya koştum.
İpi sarkıtalım.
Aşağıya kadar uzun bir yol var.
Tom aşağıya geldi.
Tom aşağıya baktı.
Aşağıya baktım.
Aşağıya gideceğim.
Dan aşağı kata geri geldi.
Maymun indi.
Aşağı kata indim.
Hadi aşağı inelim
Ben denize baktım.
Bunu aşağı indirmeme yardım et.
Aşağı bakmamaya çalışın.
Bu aşağı iniş güzergâhımız olacak.
Dışarı takla attım.
Orada tatile çıkma.
Bir dakika aşağıya gel.
Lütfen bunu aşağı çekmek için bana yardım edin.
Aşağıya inmenin yolunu bulmalıyım.
Aşağıya inmenin yolunu bulmalıyım.
Atlamak istiyorsunuz! Bu uzun bir mesafe.
Görünüşe göre aşağıya doğru gidiyor.
Pekâlâ, kaskımızı takalım. İpi sarkıtalım.
Pekâlâ, aşağı ve sağa doğru iniyoruz.
ve sonra da kenardan aşağı ineceğim.
Ama önce aşağı inelim. Pekâlâ.
Tom korkuluktan aşağı kaydı.
Onlar alt kata yöneldiler.
- Tom yüzüstü yere kapaklandı.
- Tom yüzünün üzerine düştü.
- Tom yüzüstü yere yapıştı.
- Tom yüzükoyun yere kapaklandı.
- Tom yeri öptü.
- Tom eline yüzüne bulaştırdı.
Tostlar hep tereyağlı tarafı üzerine düşer.
Bunu indirmeme yardım edin.
O, merdivenlerden aşağı hızla koştu.
Tom merdivenlerden aşağıya koştu.
Tom caddeden aşağıya doğru koştu.
Caddeden aşağı doğru inelim.
Akşam yemeği için aşağı kata inelim.
Tamam, şimdi başka bir iniş yolu bulacağız.
ya da buradan. Biraz bakalım.
ve Yuri, Moskova üzerinde aşağı bakıyor
Halatla dümdüz bir şekilde mi inelim,
Toplantı odası alt katta.
Güzel denize baktık.
Tom yangın merdiveninden aşağıya indi.
Çatıdan kafa üstü düştü.
Konvoy Park Caddesinden aşağıya doğru gitti.
Çocukken kafa üstü düşmüştün.
Neden şehir merkezine gitmiyoruz?
Tom sessizce caddeden aşağıya doğru yürüdü.
Bu ağacın kökleri derinlere uzanıyor.
Evet, bakın. Takip cihazı, Dana'nın... ...hâlâ o tarafta olduğunu gösteriyor.
Şelaleden aşağı inmenin en güvenli yolu ne?
Onlarca metre olmalı. Buradan aşağı inmeye imkân yok.
O, köprüyü geçerken, derede aşağı baktı.
Yamaçtan aşağıya doğru kaydık.
O aşağıya geldi.
Tom kartı ters çevirerek masaya koydu.
Kurbanın vücudu halı üzerinde yüzü aşağıya bakacak şekilde yatıyordu.
Tom bir salla akıntı yönünde batmadan yüzdü.
Sırtından bir damla ter aktı.
Kano ile bir nehirden aşağıya doğru gittik.
Komşunun çocuğu bir ağaçtan tepe üstü düştü.
Tom aşağıya yürüdü.
O sadece merdivenlerden aşağı indi.
Tom'un evi buradan caddenin tam aşağısında.
Tom Mary'yi caddeden aşağıya doğru kovaladı.
Giyinip aşağıya gelmen için beş dakikan var.
Çocukken merdivenden kaymak hoşuma giderdi.
Beni içeri almak için biri aşağı gelsin.
Aşağı baktığımızda, birçok bina gördük.
Vay canına, buradan düşmek çok kolay olurdu!
Tamam, bu halatı bu kayaya dolayıp aşağı ineceğim
halat olmadan serbest şekilde mi aşağı inelim?
Halatla dümdüz bir şekilde mi inelim, halat olmadan serbest şekilde mi aşağı inelim?
- O, merdivenlerden aşağıya geliyordu.
- O merdivenlerden iniyordu.
Merdivenlerden aşağıya gidiyorum.
Tom merdivenlerden aşağıya gitti.
Basamaklara düştüm.
Aşağı inmek istiyorsanız "Sağ" ve "Tamam" tuşlarına basın.
Tamam, bu halatı bu kayaya dolayıp aşağıya ineceğim
Sıkı dağcılık ayakkabılarımı çıkarıp yürüyerek inmeye başladım
Dana'yı kurtarmak için bu tepeden aşağı inmenin en hızlı yolu ne?
Bunu kullanabilirsem beni yola indirecektir.
Kız çatıdan aşağıya atlamaya korkuyordu.