Examples of using "Другое" in a sentence and their turkish translations:
Başka bir tane binasını ise
Bu farklıdır.
- Bu başka bir olay.
- O başka bir mesele.
Bir seçim daha yap.
Sözlük tanımı farklı.
ve buna benzer daha bir sürü haberler vardı
O başka bir şey.
Biri diğerini açıklar.
Başka bir şey izleyelim.
Farklı bir damga var.
Sığınak yapmanın başka bir yolunu bulmamız gerek.
ancak benim anlatmaya çalıştığım bu değil.
- Bak bu iyi işte!
- Hah işte bu olmalı!
Farklı bir fikrim var.
Başka bir anlamı daha var.
Bu tamamen farklı.
Sözlüklerden belirlenmesi.
Başka bir çözüm bulalım.
O farklı bir şey.
O zaman işler farklıydı.
Bizim ortak başka bir şeyimiz var.
O bir şey değilse, başka bir şeydir.
Diğer ilacı denedin mi?
Bu çok farklı.
Başka bir çözüm bulmak zorundaydım.
Bunu başka bir zaman için planlayalım.
- Başka bir tane deneyin.
- Başkasını dene.
Başka bir tane dene.
Başka bir şey denesen iyi olur.
Böylelikle bir şeyler yaptım.
Ve sadece farklı bir görüş duymayın,
Ama geceler... ...ayrı bir hikâye.
Başka bir şeye ihtiyacım var.
Şakamı yapıyorsun? farklı bir şey işittim.
Diğer şeyleri almak için paraya ihtiyacım var.
Hiçbiri doğru değil.
Tom'un başka bir önerisi vardı.
İkisini alamazsın.
Yaşamak için başka bir yer bulmam gerekiyor
Farklı bir şey deneyelim.
Farklı bir şey istiyorum.
Bazıları bunu söyler ve diğerleri onu söyler.
Tom her ikisini de yapabilir.
Bir kurabiye daha al.
Farklı bir şey olacağını umuyor muydun?
Ya da en iyi sığınağı yapabiliriz. Bir iglo!
Fakat gördüğümüz şey bu değil.
Yeniden programladım.
Farklı bir şey denemek zorundayız.
Başka bir şey denemek zorundayız.
Onun başka bir şey olduğunu düşündüm.
Bunu başka bir zamanda tartışalım.
Bir şey söylüyorsun ve sonra tam tersini yapıyorsun.
Sen başka bir şey kastettin.
Bu açıkça başka bir şeydi.
Tom farklı bir şey denemek istedi.
- Başka bir şey denemek zorundayız.
- Başka bir şey denemek zorunda kalacağız.
Bugün farklı bir şey yiyelim.
Üstüme başka bir şeyler giyeceğim.
İkisini de denedim.
- Bir randevum var.
- Önceden verilmiş bir sözüm var.
- Başka bir randevum var.
Neden başka bir şey izlemiyorsun?
zenginler için bir tane ve diğer herkes için bir tane.
kumu burdan al ve buraya taşı.
Öğrenmek bir şey sağduyu başka bir şeydir.
O, başka bir yere alışverişe gitti.
Öğrenmek bir şey, öğretmek tamamen bir başka şeydir.
- Yapacak başka bir şey bulmaya git.
- Git yapacak başka bir şey bul kendine.
Sana başka bir şey göstereyim.
Başka bir karar vermek için onu bekliyoruz.
Bu farklı bir şey.
Bugün yemek için başka bir yer deneyelim.
Hiçbiri doğru değildi.
O konuda farklı bir görüşüm var.
Tom bir elma yedi ve Mary diğerini yedi.
- Tom başka bir boyuta gitti.
- Tom başka bir boyuta geçti.
Ben öyle görmüyorum.
Bana bir tane daha ver.
Sen beni anlamadın, ben başka bir şey demek istedim.
Öte yandan bir hobim vardı: Şarkı söylemek.
Ama düşündüğümden de zordu.
bir su kütlesi bir yerden başka bir yere doğru akın etti
O her zaman fikrini değiştiriyor.
Öğrenmek bir şeydir, öğretmek başka bir şeydir.
- Bu tamamıyla farklı bir konu.
- O bambaşka bir konu.
Tom'un aklında başka bir şey vardı.
Sizden biri başka bir çözüm önerebilir mi?
Diğer koşul nedir?
Fakat o başka bir şeye değiniyordu.
Değişiklik olsun diye farklı bir şey yemek istiyorum.
Bunu başka bir şeyle değiştirebilir miyim?
Diğer taraftan, onun başka bir görüşü vardı.
Bir ağaç ölürse yerinde bir başkası yetişir.
"Eş anlamlı" için başka bir sözcük var mı?