Examples of using "вошел" in a sentence and their turkish translations:
Tom içeri girdi.
Tom dikkatle içeri girdi.
- Tom sadece içeri girdi.
- Tom içeri yeni girdi.
Binaya bir yabancı girdi.
Tom eczaneye girdi.
Bir kahve dükkanına girdim.
Tom banyoya yürüdü.
Tom asansöre bindi.
Tom ahıra doğru yürüdü.
O, pencereden içeri girdi.
Yangın tarihte hatırlanır.
Tom Mary'nin ofisine doğru yürüdü.
Çocuk arka kapıdan girdi.
Tom içeri girdi.
Tom yatak odasına girdi.
Tom evine doğru yürüdü.
ona da girdi futbolun kirli yüzünü
O içeri girdi ve aynı zamanda zil çaldı.
Tom ışığı açtı ve içeri girdi.
Tom bir bilet satın aldı ve içeri girdi.
Ben içeri girdiğimde onlar çıplaktılar.
Ona "Azat Eden" ismi verildi.
Tom içeri girdikten sonra konuşma bitti.
Golf topu neredeyse deliğe giriyordu.
Telefon yazılım işine de girdi Google
O, pencereden içeriye girdi.
- Az önce biri gelip Tom'u sormuştu.
- Daha demin birisi içeri gelip Tom'u sordu.
Tom apartman dairemize nasıl girdiğini söyledi mi?
Kapının açık olduğunu gördüm, bu yüzden içeri girdim.
Tom kapıyı çalmadan girdi.
Tom odaya geldi.
Bir adam içeri geldi ve onun yanındaki tabureye oturdu.
Odaya girdiğimde radyoda çalan Mozart'ı duyabiliyordum.
Ben girer girmez, o, odayı terk etti.
Tom sessizce kapıyı kapattı ve parmak uçlarına basarak odaya girdi.
Tam dışarı çıkıyorken, o içeri geldi.
Tom kapıyı açtı ve içeri girdi.
Soluk tenli uzun boylu bir adam odaya girdi ve Tom'un yanına oturdu.
Tom, ben odaya girdiğimde Mary'nin çektiği resimlere bakıyordu.
Bu odaya girdiğim dakikadan beri gözlerimi senden ayıramadım.
Tom ve Mary Fransızca konuşuyorlardı ama John odaya girince ingilizceye döndüler.
Tom pencereden içeri girdi.
Odaya girdiğimi uyarmak için Tom ve Mary birbirlerine bağıramayacak kadar çok meşguldü.
Nuh, oğulları, karısı, gelinleri tufandan kurtulmak için hep birlikte gemiye bindiler.
Nuh, oğulları Sam, Ham ve Yafet, Nuh'un karısı ve üç gelini tam o gün gemiye bindiler.