Examples of using "давным" in a sentence and their turkish translations:
O uzun zaman önce oldu.
görüyorsunuz.
- Dinozorların çok uzun zaman önce nesli tükendi.
- Dinozorların çok uzun zaman önce nesilleri tükendi.
Dinozorların çok uzun zaman önce nesilleri tükenmiştir.
Kuyu uzun zamandır kurudu.
Tom uzun zaman önce öldü.
Olay uzun zaman önce oldu.
Uzun zaman önce insanlar yürüyerek seyahat ederlerdi.
Uzun süre önce Boston'dan ayrıldım.
Uzun zaman önce orada bir köprü vardı.
Uzun zaman önce köyün birinde yaşlı bir adam yaşarmış.
Uzun süre önce Kyoto'yu ziyaret ettim.
Mary ve ben uzun zaman önce çıktık.
Bir zamanlar, güzel bir prenses yaşıyordu.
Bunu yıllar önce yapmalıydım.
Onu uzun zaman önce tamamlamalıydın.
Onu uzun zaman önce yapmalıydı.
- Uzun zaman önceydi.
- O ta ne zamandı.
Topun uçuşunu tartışmak uzun zaman önce başladı,
Tom'a onu uzun süre önce söylemeliydin.
O şarkıyı uzun zaman önce söylediğimi hatırlıyorum.
Bir zamanlar fakir bir adam ve zengin bir kadın yaşardı.
Uzun zaman önceydi.
Bu adam bunu uzun bir süre önce kanıtladı.
Bu hikâye bana çok uzun zaman önce yaşadığım bir tecrübeyi hatırlatıyor.
Uzun uzun zaman önce, bir maymun, bir tilki ve bir tavşan birlikte mutlu şekilde yaşadılar.
Bir zamanlar üç güzel kızı olan bir kral vardı.
Lejre, bir zamanlar Ledreborg, gerçekten de erken Viking
Uzun bir zaman önce Plüton hâlâ gezegenken, Tom adında bir oğlan vardı.
Uzun zaman önce, orada üç oğlu ve sadece bir keçisi olan bir terzi yaşadı.
Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.
Bir zamanlar Tom diye birini tanırdım; ama bu çok uzun zaman önceydi.
Her zaman ailemle birlikte Avustralya'ya gitmek istedim.