Examples of using "наружу" in a sentence and their turkish translations:
Haber dışarı sızdırılmış.
Sadece dışarı bak.
Onu dışarıya götür.
Çocukları içeride tut.
Herkes dışarıya koştu.
Tom dışarıya baktı.
Hemen şimdi dışarı çıkın.
Onu dışarı götür.
Onu dışarı götür.
Tom dışarıya geri döndü.
Onlar dışarı çıkarken görüldü.
Dışarı çıkmak istiyorum.
Şimdi dışarı çıkmak imkansız.
Çocukların dışarıya çıkmasına izin verme.
volkanlardan çıkıyor?
Bilgi sızmış gibi görünüyor.
Tom ve Mary dışarı çıktılar.
Tom'un köpeği dışarı gitmek istedi.
Otomobil sanayiinin sırları artık o kadar da gizli değil.
Yağmura rağmen dışarıya çıktık.
Er veya geç gerçek ortaya çıkacak.
Neyse ki şişlik dağılmaya başladı
Evin sarsılmasını hissederek dışarıya koştum.
Dışarıya koştum.
- Herkes dışarı kaçtı.
- Herkes dışarı koştu.
Tom kapıya yürüdü ve dışarıya baktı.
Tom pencereye yürüdü ve dışarıya baktı.
Tom ceketini giydi ve dışarı çıktı.
Bir kızla buluşmak için dışarı çıktı.
Her ikisi de dışarıya bakmak için pencereye gitti.
Tom gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor.
Bu tünelden çıkmak için ışığı takip edeceğiz.
Tom ne için dışarı gitti?
Ellerin yukarıda dışarı çık.
Tom dışarı gitmeye korkuyor.
Çekme. İttirerek aç.
Gerçeğin ortaya çıkacağını umuyoruz.
Er ya da geç, gerçek ortaya çıkacak.
Trajik haberleri duyduktan sonra, o yalnız kalmak için dışarı çıktı.
Ben dışarıya koştum ve kapı benim arkamdan kendini kilitledi. Neredeyse -40 dereceydi.
Tom kapıyı açtı ve köpek dışarı koştu.
Kapıyı açtığında köpek dışarı fırladı.
Pencereden dışarı bakarak oturdu.
Onun dışarı gittiğini gördün mü?
Sanırım hepimiz dışarı çıkmalıyız.
- Pencereden dışarı bakarak oturuyordu.
- Pencereden dışarı bakarak oturdu.
Alarm çaldı ve herkes dışarı fırladı.
Tom sadece pencereden dışarı bakarak orada oturdu.