Examples of using "ребенком" in a sentence and their turkish translations:
O, çocuğun üzerine eğildi.
Bir bebek olmayın!
İyi bir çocuğa benziyorsun.
Onlar bana bir çocuk gibi davranıyor.
Senin paran bir altındı yavrum
Keşke tek bir çocuk olsam.
Evde bebeği ile yalnızdı.
Hâlâ bir çocukken görme yeteneğini kaybetti.
Bana sanki bir bebekmişim gibi davranıyor.
Bana bir çocuk gibi davranma.
Çocukken her yerde uyuyabilirdim.
Daha çocuktu bu onların yanına gidiyor
Çocukken bu evde yaşadım.
Bir çocukken her gün yüzerdim.
Onunla sanki o bir çocukmuş gibi konuşur.
Sence sınıfındaki en zeki çocuk kim?
Tom bir çocukken üç yıl Boston'da yaşadı.
Tom bir çocuk gibi davranılmasına itiraz etti.
Ben bir çocukken Seiko Matsuda gibi bir yıldız olmayı hayal ettim.
Onlu yaşlarındayken ebeveynlerinin seninle birlikte yeterli zaman harcadıklarını düşünüyor musun?
Yapılacak olan iş İsa'nın Vaftizi tablosunda çizilecek bir melek çocuktu
yahu 90'lı çocuk olmak böyle bir şey herhalde
Tom Mary'nin ona çocukken yaşadığı evden bahsetmesini rica etti.
Bir çocuk olarak devasa Atlantik Okyanusu'nun gücüyle yaşamak inanılmaz heyecanlıydı.
Tom'un ebeveynlerinin her ikisi de o sadece bir bebekken öldüler bu yüzden onlardan herhangi birini hatırlamıyor.
Eğer bir çocuk gibi hareket edersen bir çocuk gibi davranılırsın.