Examples of using "хорошую" in a sentence and their turkish translations:
İyi haberi duydun mu?
İyi bir iş çıkardım.
O iyi bir iş yaptı.
O, iyi bir iş arıyordu.
İyi bir partiyi severim.
İyi bir iş bul.
İyi bir kitap tavsiye edebilir misin?
Tom çok iyi bir iş yaptı.
Gökyüzü güzel hava vaadediyor.
Kullandığın hoş bir araba.
O iyi bir iş arıyor.
Güzel bir maaş alıyor.
O, iyi bir karı seçti.
İyi bir oyun tavsiye edebilir misiniz?
Tom iyi iş çıkarıyor.
Onlar iyi bir iş yaptı.
Daniel'in iyi bir işi var.
İyi bir iş yapıyorsun.
İyi haberi duydum.
Tom iyi bir partiyi sever.
İyi bir iş teklifi aldım.
Biz iyi bir iş yaptık.
Ben iyi bir hayat yaşadım.
Tom iyi bir iş arıyor.
Tom büyük bir takım kurdu.
Tom iyi bir iş yaptı.
Tom iyi bir iş buldu.
Ben iyi bir iş buldum.
Tom iyi maaş alıyor.
Onun iyi bir karı bulmak için iyi şansı vardı.
O bana iyi bir iş buldu.
Burada iyi bir iş yaptın.
Sana iyi bir fiyat vereceğim.
- Tom bana iyi bir iş buldu.
- Tom bana güzel bir iş buldu.
İyi müzik dinlemeyi severim.
Biz ona güzel bir iş teklif ettik.
Dan, Linda'ya iyi bir iş buldu.
Tom Mary'ye iyi bir iş buldu.
O geçenlerde iyi bir iş buldu.
Tom geçenlerde iyi bir iş buldu.
İyi haberi onlara söylemeye gideceğim.
İyi haberi ona söylemeye gideceğim.
İyi haberi ona söylemeye gideceğim.
İyi bir otel tavsiye edebilir misin?
Tom iyi bir hikaye anlatmayı biliyor.
İyi bir iş bulmak istiyorum.
Ben iyi bir iş yaptığımızı düşünüyorum.
Böylesine iyi bir fırsatın kaçmasına izin verme.
Bence onlar iyi bir iş yaptılar.
Tom bana müjdeyi verdi.
İyi bir iş yaptın, Tom.
- Tom'un maaşı dolgun.
- Tom çok iyi maaş alıyor.
Çok iyi bir iş yaptın.
Tom, Mary'ye iyi bir iş bulabilirdi.
İyi bir iş bulmama yardım ettiğin için teşekkür ederim.
Onun yeni ve iyi bir fikir önereceğini umuyorum.
Gerçekten büyük bir indirim umuyorum.
Matematikte iyi bir not aldı.
Ben İngilizcede iyi bir not aldım.
Tom, iyi bir okula gitmez.
Sonunda Tom'un iyi bir işi oldu.
İyi bir iş yaptığımızı düşündük.
Tom Mary'ye iyi bir iş bulmayı başardı.
İyi bir iş bulamıyorum.
Gidip Tom'a iyi haberi söyleyeceğim.
Oldukça iyi bir iş yaptın gibi görünüyor.
Tom iyi maaş alıyor.
- İyi malzemeler olmadan iyi bir yemek yapamazsın.
- İyi malzemeler olmadan iyi bir yemek yapamazsınız.
Tom, Mary'ye Boston'da iyi bir iş buldu.
Tom bu sabah bana iyi bir fıkra anlattı.
Bana iyi bir kitap tavsiye edebilir misiniz?
İyi haberi herkese söyledim.
Tom evinin yanında iyi bir iş buldu.
Tom, Mary'nin taslağını düzelterek iyi bir iş yaptı.
Tom Mary'ye iyi bir iş bulamadı.
Bu günlerde iyi bir iş bulmak zor.
Çok iyi bir iş yaptın.
Bana iyi bir tane ver.
İyi ayakkabılarını giyin.
İyi bir çocuk bakıcısı bulabildiğim için şanslıydım.
Onlar iyi bir fırsat kaçırdı.
İyi bir dikiş makinesini her yerde bulamayız.
Bize iyi bir fıkra anlattı.
Güzel bir araba alacağımı düşünüyorum.
Ben iyi bir otel arıyorum.
- O iyi bir aylık kazanıyor.
- Güzel bir maaş alıyor.
Onun iyi bir kamerası var.
Sen gecikerek iyi bir fırsatı kaybettin.
Tom hâlâ iyi bir iş bulmadı.
Ben iyi bir iş bulmadan önce iki yıl geçti.
Bu günlerde iyi işler edinmenin çok zor olduğunu unutma.
Hepiniz iyi iş yaptınız.
Önce iyi haberi mi, yoksa kötü haberi mi öğrenmek istersin?