Examples of using "яблок" in a sentence and their turkish translations:
Elmaların yarısı çürümüş.
Bir kova elma getir.
Kaç tane elma kaldı?
- Kaç tane elma var?
- Kaç elma?
Bana yarım kilo elma verin.
Birkaç elma yedik.
- Lütfen birkaç elma satın alın.
- Lütfen birkaç elma al.
Kaç tane elma satın aldın?
Elmaların yarısı çürümüştü.
Kaç tane elma istiyorsun?
- Kaç tane elma var?
- Kaç elma?
Kaç tane elma, o zaman?
Bir kilogram elma ne kadar?
Biz ona birkaç tane elma verdik.
Biz ona birkaç elma verdik.
Bazı elmalar ağaçtan düştü.
Bu elmalardan bazıları kötüdür.
Kutuda kaç tane elma vardı?
Bugün kaç tane elma yedin?
Bu kutu, beş elma içerir.
Tom'un hala çok elması var.
Elmaların herhangi birini al.
Sepet elmalarla doluydu.
Kutuda altı elma var.
Bana yarım kilo elma verin.
John'un beş elması var.
Yarım kilo elma alabilir miyim?
Kaç tane elma istiyorsun?
Kutuda beş tane elma var.
- Kaç tane elman var?
- Kaç tane elmanız var?
Lütfen birkaç elma al.
Bir düzine elma aldım.
Biz onlara birkaç elma verdik.
Onlara biraz elma verdim.
Bu elmaların yarısı çürümüş.
Tom bize birkaç elma verdi.
Bir kilogram elma ne kadar?
İki kilo elma istiyorum.
Elma çekirdeği yemem.
O onlara birkaç elma verdi.
Bu kutuda beş elma vardır.
O, elma dolu bir çanta taşıdı.
O elma çalarken yakalandı.
Çok fazla kalmış elma yok.
Tom üç kilo elma satın aldı.
Elmalar bu yıl az.
Bu kutuda beş elma var.
Kutuda birkaç elma var.
Tom elma çalarken yakalandı.
Ağaçtan birkaç elma düştü.
Sepette çok az sayıda elma var.
Tom elmaları çalarken yakalandı.
Kaç tane elma almamı istiyorsun?
Elmalardan biri yere düştü.
Sepette birçok çürük elmalar vardı.
Tom kaç tane elma alacağını Mary'ye söyledi mi?
Kutuda daha fazla elma yoktu.
O onları elmaları çalarken yakaladı.
Beş kilo kırmızı elma aldık.
Yeşil elma yeme yoksa hastalanacaksın.
Sepette bazı iyi elmalar var.
Sepette birçok çürük elmalar vardı.
Bu yıl iyi bir elma hasatı oldu.
Tom birkaç elma toplamak için merdivene çıktı.
Annem bir manavdan biraz elma aldı.
Reçel için tam bir kova elmayı soymak zorundayım.
Üç elmalı turta yapmak için kaç tane elma gerekir?
- Bu elmalardan birini yememde bir sakınca var mı?
- Bu elmalardan bir tane yesem olur mu?
Bu elmalardan hiçbiri henüz olgun değil.
Tom'un bana verdiği elmaların yarısı çürümüştü.
O, elmalardan reçel yaptı.
ve neredeyse sekiz yüz çeşit elma yetişiyordu.
Bir günde yiyebileceğimizden daha fazla elmamız var.
"Almatı" birçok Türk dillerinde "Elmaların babası" anlamına gelir.
Tom çitin üzerine tırmandı ve ağaçtan birkaç elma kopardı.
Tom bir çanta elma satın aldı ve bir günde bunların üçte birini yedi
John'un beş elması var. Birini Mary'ye verir. Çantada kaç tane elma kalır?
Tom biraz elma satın almak için mağazaya gitti