Translation of "¡di" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "¡di" in a sentence and their turkish translations:

Di í.

"eeeeee" de.

¡Di algo!

Bir şey söyle!

- Di una vuelta.
- Yo di un paseo.

Ben bir yürüyüş yaptım.

Di "por favor".

Lütfen söyle.

Tom, di algo.

- Tom, bir şey söyle.
- Tom, bir şey söylesene.

Di tus oraciones.

Dua et.

Se lo di.

Ben onu ona verdim.

Le di todo.

Ona her şeyi verdim.

- Di patata.
- Decid patata.
- Di güisqui.
- Decid güisqui.
- Sonría.

Gülümseyin.

- Nomás di que sí.
- Di que sí y ya.

Sadece evet de.

- Yo les di mi vida.
- Os di mi vida.

Ben sana hayatımı verdim.

Haz algo, di algo.

müdahale edin, bir şey söyleyin.

Di lo que piensas.

Aklından geçeni söyle.

Le di un tortazo.

Onun yüzüne tokat attım.

Te di un libro.

Sana bir kitap verdim.

Le di un libro.

Ona bir kitap verdim.

Di lo que quieras.

İstediğini söyle.

Le di algunos libros.

Ona birkaç kitap verdim.

Le di un mapa.

Ona bir harita verdim.

Le di el libro.

Ona kitabı verdim.

Le di mi palabra.

Sana söz verdim.

Yo di tu coche.

Arabanı verdim.

- ¡Di algo!
- ¡Decid algo!

Bir şey söyle.

No me di cuenta.

Anlamadım.

Le di mi dirección.

Ona adresimi verdim.

Le di un bofetón.

Ona tokat attım.

¿Te di esa impresión?

Size o izlenimi verdim mi?

Le di la mano.

Onunla tokalaştım.

Le di instrucciones detalladas.

Ona detaylı talimatlar verdim.

Ay, ¡di tu nombre!

Ah, adını söyle!

Le di tu dirección.

Ben ona adresini verdim.

Le di una oportunidad.

- Ona bir şans verdim.
- Ona şans verdim.

Te lo di todo.

Senin için her şeyi yaptım.

Di que me amas.

Bana beni sevdiğini söyle.

Di siempre la verdad.

Her zaman doğruyu söyle.

¿Cuándo te di eso?

Onu sana ne zaman verdim?

Solo di que no.

Sadece hayır de.

Le di para adelante.

Ben geriye bakmadım.

Di una breve charla.

Kısa bir konuşma yaptım.

- Le di a Tom una oportunidad.
- Le di una oportunidad a Tomás.

Tom'a bir şans verdim.

- Se lo di a mi mamá.
- Se lo di a mi mami.

Onu anneme verdim.

De repente me di cuenta,

Kafama dank etti,

Pero entonces me di cuenta,

Ama o an anladım ki

Pero luego me di cuenta

Ama sonra fark ediyorsun ki

Le di algunos consejos útiles.

Ona biraz yararlı tavsiye verdim.

No mientas. Di la verdad.

Yalan söyleme, doğruyu söyle.

Di vueltas por el campo.

Ben sahada dolaştım.

Apenas ayer me di cuenta.

Onu düne kadar fark etmedim.

Le di chocolate a María.

Mary'ye çikolata verdim.

¡Por favor, di que sí!

Lütfen 'evet' de!

Di hola a tus amigos.

Arkadaşlarına selam söyle.

Disculpa, no me di cuenta.

Üzgünüm, onu fark etmedim.

Le di todo a Tom.

Her şeyi Tom'a verdim.

Yo no te lo di.

Onu sana vermedim.

¡Si ves algo, di algo!

Eğer bir şey görürseniz, bir şey söyleyin!

Me di una ducha rápida.

Hızlıca duş aldım.

- A Tomás le di leche y galletas.
- Le di a Tomás leche y galletas.

Thomas'a süt ve kurabiye verdim.

Y di una voltereta hacia afuera.

Dışarı takla attım.

Di a luz a gemelos idénticos.

- Tek yumurta ikizleri doğurdum.
- Tek yumurta ikizleri dünyaya getirdim.

Siento que di en el clavo.

Turnayı gözünden vurduğumu hissettim.

Di vueltas por ahí un rato.

Ben bir süre dolaştım.

Le di el libro de gramática.

Ona bir dil bilgisi kitabı verdim.

Le di un reloj de oro.

Ona bir altın saat verdim.

Le di carne a mi perro.

Benim köpeğimi etle besledim.

¿No te di algo de dinero?

Sana biraz para vermedim mi?

Se lo di ayer a Tom.

Onu Tom'a dün verdim.

Se lo di a mi madre.

Onu anneme verdim.

Os di todo lo que queríais

İstediğiniz her şeyi size verdim.

También le di uno a Tom.

Ben de Tom'a bir tane verdim.

Le di una frazada a Tom.

Tom'a bir battaniye verdim.

Le di a Tom un sedante.

Tom'a bir yatıştırıcı verdim.

Le di otra oportunidad a Tom.

Tom'a bir şans daha verdim.

Le di a Tom tu dirección.

Tom'a senin adresini verdim.

También me di cuenta de eso.

Onu ben de fark ettim.

En trueque le di una muñeca.

Karşılığında ona bir bebek verdim.

Di por supuesto que ella vendría.

Onun geleceğine kesin gözüyle bakıyordum.

Llama al número que te di.

Sana verdiğim numarayı ara.

Le di mi número de teléfono.

Telefon numaramı ona verdim.

- Empeñé mi palabra.
- Di mi palabra.

Ben söz verdim.

Yo no te di un regalo.

Sana bir hediye almadım.

Le di una oportunidad a Tom.

Tom'a bir şans verdim.

Le di justo lo que necesitaba.

Ona tam olarak ihtiyacı olan şeyi verdim.

Como amigo, le di mi opinión.

Arkadaş olarak, ben bir fikir verdim.

Le di la leche al gato.

Ben kediye süt verdim.

Di la vuelta a la manzana.

Ben blok etrafında yürüdüm.

Le di un puñetazo a Tomás.

Tom'a bir yumruk savurdum.

Le di el libro a él.

Ona kitabı verdim.

- Yo di el agua a los perros.
- Di un poco de agua a los perros.

Ben köpeklere biraz su verdim.

Y di la vuelta a la manzana.

ve etrafta pedal çevirdim.

Y en ese punto, me di cuenta

O anda,