Translation of "Antigüedad" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Antigüedad" in a sentence and their turkish translations:

¿Qué antigüedad tiene el avión?

Bu uçak kaç yaşında?

Había una comunidad en la antigüedad

çok eski zamanlarda bir topluluk vardı

Esta mesa es una antigüedad invaluable.

Bu tablo paha biçilmez antikadır.

Las cigarras han representado la despreocupación desde la antigüedad.

Ağustosböceği antik çağlardan beri ilgisizliği temsil etmiştir.

Pueden ver a lo lejos las ruinas de la antigüedad.

Uzaktaki antik kalıntıları görebilirsiniz.

La gente de la antigüedad vivía en contacto con la naturaleza.

- Eski insanlar doğaya yakın yaşadı.
- Eski insanlar doğayla iç içe yaşıyordu.

A las personas de la antigüedad les gustaba contar historia de valentía.

Eski insanlar kahramanlık hikayelerini anlatmaktan hoşlanmışlar.

También hay un fuera de circulación de 70 dólares utilizado en la antigüedad.

Eski zamanlarda kullanılan tedavülden kalkmış bir 70 dolar da çıkıyor üstelik

En la antigüedad se usaba el carozo de la palta para producir jarabe.

Eski çağlardan beri insanlar şurup yapmak için avokadonun taşını kullanılmışlar.

Berthier fue el primer nombre en la lista de nuevos mariscales, con mayor antigüedad sobre todos los demás.

Berthier, yeni Marşallar listesindeki ilk isimdi ve diğerlerinin üzerinde kıdeme sahipti.