Examples of using "Duran" in a sentence and their turkish translations:
Hiç solmuyorlar.
Burada uzun süre kalmayacaklar
Plastik kutular daha uzun dayanırlar.
Ne mutluluk ne de sefalet sonsuza dek sürmez.
Aşk ve çiçekler yalnızca tek bir bahar sürer.
tıpkı saniyenin trilyonda biri kadar süren bir havai fişek gibi.
Noel ağaçları ne kadar dayanır?
Ürünlerimizin iddia ettiğimiz kadar uzun ömürlü olmadığına dair tüketicilerden çok sayıda şikâyetler gelmektedir.