Examples of using "Enseñarle" in a sentence and their turkish translations:
Maria'ya İngilizce öğretmek zorundayım.
Maria'ya Esperanto dilini öğretmek zorundayım.
Tom'a onu öğretmeliyim.
Ona araba sürmeyi öğretmeye çalıştım.
Tom Mary'ye nasıl briç oynanacağını öğretmeye çalıştı.
Öğrencilere sınırın nerede olduğu gösterilmeli.
her gün bu çocukların öğrenmesi gereken bir şey oluyordu.
- Siz yaşlı bir köpeğe yeni numaralar öğretemezsiniz.
- Huylu huyundan vazgeçmez.
Çocuklara öğretmek yetişkinlere öğretmekten daha kolaydır.