Examples of using "Grabar" in a sentence and their turkish translations:
Onun konuşmasını kaydetmelisin.
bu görüntüleri öğretmen kayıt altına alabiliyor
Bugünkü bölümü kaydedecek misin?
Keşke DVD'ye nasıl kayıt yapılacağını bilebilsem.
Kameram yüksek çözünürlükte videolar kaydedebilir.
daha sonrasında bu hatırlattığı şeylerin hafızamıza kazınmasını sağlıyor
Eskiden radyodan kasete çok şarkı kaydediyor muydun?
Daha sonra kamera keser, yeni bir çekim başlar ve kamera bir süreklilik
neyse uzatmayalım şimdi bu konuyu. ama bu konu ile ilgili video çekebiliriz ha!