Translation of "Bununla" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Bununla" in a sentence and their arabic translations:

Bununla neyi kastediyorum?

ماذا أعني بذلك؟

Bununla da bitmedi

لم ينتهي الامر

Bununla o ilgilensin.

دعها تعتني بهذا الشيء.

Bununla yüzleşmek zorundasın.

عليك أن تواجه الأمر.

Bununla ne demek istiyor?

ماذا تقصد بذلك؟

Ve bununla da kalmadı.

‫ولم يتوقف الأمر هناك.‬

Her şey bununla başladı.

من هناك، انتشر كلّ شيء.

bununla uzağa atmaya çalışırsın

تحاول التخلص من هذا

Bununla baş edebilecek misin?

أيمكنك تولّي أمره؟

Bununla bir problemim yok.

ليس لدي مشاكل مع هذه

Ben bununla mutlu değilim.

أنا لست سعيداً به

Ve bununla ne olduğuna bakarsan

ما الذي حصل لهذا،

Niçin bununla ilgili kötü hissetmeliyim?

فلماذا أشعر بشعور سيئ تجاه ذلك؟

Genelde bununla birlikte hasta oluyoruz.

‫مما يجعلنا نمرض.‬

Bununla ilgili bir video hazırladık

لقد صنعنا فيديو عن ذلك

Bununla ilgili bir sorun görmüyorum.

لا أرى مشكلةً بذلك.

Bununla birlikte yaşadığım tüm travmaları düşündüm:

ومع ذلك، فقد كنت أفكر بجميع صدماتي:

Cumhurbaşkanı önemli şeyler yapmalı, bununla uğraşmamalı.

على رؤساء الجمهورية تكريس أنفسهم لأمور مهمّة، وليس لهذا.

Ben çok araştırma yaptım bununla alakalı -

أنا قمت بالكثير من البحث فيما يتعلق بذلك-

Bununla ilgili daha fazla konuşmak istemem.

أنا لا أريدك أن تفكر في ذلك بعد الآن.

Ve bununla dünyamızı daha iyi yerlere getirebilirler.

وفي أثناء ذلك، يمكنهم أن يجعلوا هذا العالم أفضل.

özsaygının da bununla beraber gelmesi gerektiğini öğretti.

وأن الفاعلية وتقدير الذات يجب أن ينبع من الداخل.

Ve genellikle bununla beraber yaşamayı tercih ederiz.

وغالبًا ما نختار التكيف مع الأمر.

Erişim olarak tanımladığımız ve bununla alakadar şeylerdir.

هو شيء نستطيع كلنا الوصول إليه و العمل به

Bununla birlikte dijital çağın bütün o enerjisini,

واستخدمنا كل طاقة العصر الرقمي هذه

CA: Ve bununla sadece yeni içerik üretmediniz.

ك.أ: ومع ذلك،لم تكن تقدم محتوى جديد فقط.

Bununla birlikte arazi, ordunun en büyük düşmanı.

ومع ذلك تعتبر الأرض العدو الأكبر

Ama, bununla nasıl bir şey inşa edebiliriz?

ولكن كيف سنبني به؟

Bununla birlikte, kadın olmak hakkında birçok şey öğrenirken

مما يعني أنني أتعلم الكثير عن كوني أنثى،

Ancak bununla bitmeyecek, daha kötüye gitmeye devam edecek.

لكنه لن يتوقف عند هذا الحد، بل سيزداد سوءًا.

Ya da Hristiyan teolojisinde bununla ilgili okumalar yapmışlardı.

أو قرؤوا عنه في اللاهوت المسيحي.

Simon ve Garfunkel, bununla ilgili bir şarkı yazdı.

سيمون وغارفانكيل كتبا أُغنية حول هذا الموضوع.

Orada yaşamıyoruz ama tatile gittiğimizde de bununla karşılaşabiliriz

نحن لا نعيش هناك ، ولكن عندما نذهب في إجازة يمكننا أن نلتقي بها

Bununla ilgili söylemek istediğin bir şey var mı?

هل لديك ما تقوله بخصوص هذا الأمر؟

Ve bununla gelen aklının gerisindeki kaygı bulutu da yok.

التي تأتي دائماً مع خلفية من هواجس القلق.

Şimdi, işte iyi haber: bununla ilgili bir şeyler yapabiliriz.

الآن، إليكم الخبر الجيد: يمكننا القيام بشيء حيال ذلك

Whatsapp grupları Face grupları ve Twitter bununla çalkalanmaya başladı

مجموعات Whatsapp بدأت مجموعات Face و Twitter تهتز بهذا

bununla ilgili daha sonra bir video daha yapacağım size

سأقوم بعمل فيديو آخر عن ذلك لاحقًا

, Corona salgını yayıldığında olduğu gibi bununla yüzleşmeye hazır değil

الاوبئة العشرة الاكثر عدوى وفتكاً في العالم. وان شركات

Etkiye sahip. Bununla birlikte , son yüz yılda sıcaklıkların artması

ان مجموع الذوبان سيرفع مستوى المياه في البحار والمحيطات نحو

Bununla da gelecekte program ayıklama işlemi yapılıyormuş yani öyle söylüyor

مع ذلك ، في المستقبل ، يتم استخراج البرنامج ، لذلك تقول

Hala kağıt üzerinde mürekkep ve saatler geçiyor ve bununla birlikte Iraklıların

يزال حبراً على ورق وتمر الساعات وتزداد معها مطالب العراقيين

. Bununla birlikte, Amerika Birleşik Devletleri gibi birçok ülke yükümlülüklerinden vazgeçti ve

دون درجتين مئويتين مقارنةً بقيم ما قبل العصر الصناعي. الا ان

Bununla birlikte sahildeki Kartaca gözcüleri yaklaşan düşman filosunu tespit edip alarm veriyor.

ومع ذلك، الكشافة القرطاجية على طول الساحل تفطنت بأسطول العدو ودقت ناقوس الخطر

Bununla beraber Hannibal Apeninler'de devam ettikçe Fabius onu gölge gibi takip etti.

ومع ذلك، كما تابع حنبعل عبر جبال الأبنين، ظل فابيوس يظلله.

Bununla birlikte, Soult'un artık kendisini düşman ateşine maruz bırakmaya daha az meyilli olduğu

ومع ذلك ، لوحظ أن سولت كان الآن أقل ميلًا إلى تعريض نفسه لنيران العدو ،