Translation of "Kalmamıştı" in Arabic

Çantanı çaldım çünkü param kalmamıştı.

سرقْتُ حقيبتك لأنني نفذتُ من النقود

- Buzdolabında hiçbir şey kalmadı.
- Buzdolabında hiçbir şey kalmamıştı.

لم يبقَ شيء في الثلاجة.

Estonya bağımsızlığını tekrar kazandı fakat elimizde hiçbir şey kalmamıştı.

استعادت إستونيا استقلالها، لكن لم يتبق لنا شيء.

Aralarında davalık durum kalmamıştı fakat mahkeme bitmiyordu bir türlü

لم يكن هناك قضية بينهما ، لكن المحكمة لم تنته أبدا

Bir hastasına cinsiyet, ırk veya etnik kökenini sormak zorunda kalmamıştı.

لم تطلب من زبون جنسه، أو العرق.