Translation of "Yönelik" in Arabic

Ve kadınlara yönelik kriz.

وأزمة خاصة بالبنات.

Perslere yönelik kampanya için,

للحملة ضد الفرس ،

Endokrin sistemini anlamaya yönelik ilerlemeler kaydetsek?

الذي من شأنه أن يحسن خيارات تحوّل الأشخاص،

Onlara yönelik simültane çevirmenlerimiz olamaz mı?

بلغاتهم المحلية، في أي مكان في العالم؟

Doğrusal, amaca yönelik bir süreç olarak tanımladık.

على أنّه عمليّة خطية تهدف مباشرة لتحقيق هدف ما.

Bunu biliyoruz ve buna yönelik bir şeyler yapmamız gerek.

نحن نعلم ذلك، ويجب أن نفعل شيئا بخصوصه

Temel fikri şu; herkes kendi çıkarına yönelik davranışta bulunursa

وكانت فكرته الأساسية هي إذا كان الجميع يتصرف بمصالحهم الذاتية،

Kadınlara yönelik domuz, hayvan ve köpek gibi hakaretlerde bulunuyorsunuz

أنت تهين النساء مثل الخنازير والحيوانات والكلاب

Hareket şekli böyle. Aldatmaya yönelik inanılmaz bir yaratıcılığı var.

‫وهكذا تنجح في خداع مفترسيها.‬ ‫هذا الإبداع المذهل للخداع.‬

Ve Yafa ve Akka'ya yönelik saldırılara öncülük etti ... boynundan vurulduğu

وقيادة الاعتداءات على يافا وعكا ... حيث أصيب برصاصة في عنقه ،

Bilimle ilgili her şeyi anlamaya yönelik esrarengiz bir yeteneğim var,

ولكن عندي قدرة خارقة لفهم كل ما يتعلق بالعِلم

Aralarındaki çatışmayı sona erdirmek için müzakereler yürütmeye yönelik uluslararası girişimlerin ortasında

معارك وسط محاولاتٍ دوليةٍ لعقد مفاوضاتٍ تنهي الصراع بينهما.

Hareket ettirebilecek egemen fonlara sahip devlet hazinesine yönelik güçlü mali rezervlerle

المال العام وبيئة اقتصادية واعدة في البلاد تنبئ بمستقبل

Ile bunu tamamlamaya yönelik halk talepleri arasında, durmuş durumda olan ve kum ihtiyacı olan

ومطالباتٍ شعبيةٍ لاتمامه يبقى متوقفة وتبقى الرمال بحاجة