Translation of "Yüzlerce" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Yüzlerce" in a sentence and their arabic translations:

Yüzlerce buluşma gerçekleştirdim.

أجريت معهم مئات المقابلات.

Yüzlerce, binlerce yıl önce,

أترى، منذ مئات الآلاف من السنين،

Tom'un yüzlerce kitabı var.

توم لديه مئات الكتب.

Onun yüzlerce kitabı var.

لديها المئات من الكتب.

Yüzlerce minik bahçıvan... ...geceleri uyumayıp...

‫مئات ساكنات الأرض الصغار...‬ ‫التي تستيقظ ليلًا...‬

Her hafta yüzlerce yeni vaka vardı.

كانت هناك مئات الحالات الجديدة كل أسبوع.

...her yıl yüzlerce kilometre göç eder.

‫بعد تفتح الأزهار.‬

Bunun gibi yüzlerce küçük iteklemeler var.

وهناك المئات من سلوكات الدفع برفق الذكية مثل هذا.

Yüzlerce, binlerce kişiyi eğlendiren adama dönüşebilirdim.

إلى الرجل الذي أمكنه حشد المئات أو الآلاف.

Yüzlerce yıldan fazla bir süredir benimsemiştir

المناطق اعتمدت على مدار مئات الاعوام على زراعة الواحات

Yüzlerce şehir ve kasaba hasar gördü.

تضررت مئات المدن والقرى.

Onların kürkleri üzerinde yüzlerce kene vardı.

لقد كان هناك مئات من القِرْدان في فروِهِ .

Yüzlerce kişiye ileri üretim alanında eğitim verdik.

دربنا المئات والمئات من الأشخاص على الصناعة المُتقدمة.

Günümüzde yalnızca yüzlerce insan spor spikeri olabiliyor.

المئات فقط الذين يصبحون مذيعي رياضة.

Bunu daha önce yüzlerce defa simülasyonunun yapıldığı

تمت محاكاة هذا مئات المرات من قبل

Bunlara bugünlerde şüpheyle bakılıyor çünkü yüzlerce yıl

يتم النظر إلى هذه بريبة هذه الأيام لأنها كتبت بعد مئات السنين

Kadar her şeyi kapsayan yüzlerce başlık içerir

إلى الحروب العالمية وما بعدها.

Tom yüzlerce makale ve birkaç kitap yazdı.

كتب توم مئات المقالات وعدّة كتب.

Genç bir insanın sosyal medyada yüzlerce arkadaşı olabilir

قد يكون للشاب مئات الآلاف من الأصدقاء على مواقع التواصل الاجتماعي،

Trol tekneleri tek seferde yüzlerce ton balık çekebilir.

‫تستطيع سفن الصيد الإمساك بمئات الأطنان‬ ‫في رحلة واحدة.‬

Düzinelerce türden yüzlerce kurbağa çiftleşmek için bir araya gelir.

‫عشرات الفصائل‬ ‫ومئات الضفادع تجتمع لتتزاوج.‬

Derinlerden gelen bu defineyi toplamaya her yıl yüzlerce insan gelir.

‫كل عام، مئات الناس يأتون‬ ‫لجمع هذه الكنوز من الأعماق.‬

Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.

كنتُ لأحب كتابة مئات الجمل في تتويبا، لكن، عندي أشياء عليّ عملها.

Gerçek mesleki kararların nasıl alınacağı hakkında yüzlerce insana koçluk yaptık.

دربنا مئات الأشخاص على إختيار وظيفة حقيقية.

Dünya savaşlarına ve ötesine kadar her şeyi kapsayan yüzlerce başlık içerir

يحتوي قسم التاريخ على مئات العناوين التي تغطي كل شيء بدءًا من الإنسان الأول وعصور ما قبل التاريخ ..

Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.

‫يراعة الحبار هذه‬ ‫تهاجر لمئات الأمتار من الهاوية.‬