Translation of "Fadıl" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "Fadıl" in a sentence and their dutch translations:

Fadıl, Facebook'ta faaldir.

Fadil is actief op Facebook.

Fadıl, İslam'a geçti.

Fadil heeft zich tot de islam bekeerd.

- Fadıl, Kur'an'ı okudu.
- Fadıl, Kuran'ı okudu.
- Fazıl Kuran okudu.

- Fadil las de Koran.
- Fadil heeft de Koran gelezen.

- Fadıl, İslam ile ilgilenmeye başladı.
- Fadıl, İslam ile ilgili hale geldi.
- Fadıl, İslam'a merak sardı.

Fadil raakte geïnteresseerd in de islam.

Fadıl çok fazla biliyor.

Fadil weet te veel.

Fadıl kendi kalesinde kraldı.

Fadil was koning in zijn kasteel.

Fadıl, İslam'ın tanrısına inanıyor.

Fadil gelooft in de God van de islam.

Fadıl gizlice İslam'a geçti.

Fadil bekeerde zich stiekem tot de islam.

- Fadıl 23 yaşında İslam'a girdi.
- Fadıl 23 yaşında İslam'ı kabul etti.

Fadil omhelsde de islam op zijn 23ste.

Fadıl kendi hayatı için korkuyordu.

Fadil vreesde voor zijn leven.

Fadıl direksiyonun kontrolünü ele aldı.

Fadil nam het stuur over.

Fadıl 1977'de İslam'a geçti.

Fadil bekeerde zich tot de islam in 1977.

Fadıl, İslam'a ne zaman geçti?

Wanneer heeft Fadil zich tot de islam bekeerd?

Fadıl en sonunda İslam'a geçti.

Fadil bekeerde zich uiteindelijk tot de islam.

Fadıl, Müslüman olmayan bir kadınla evlenemezdi.

Fadil kon niet trouwen met een vrouw die geen moslim was.

Fadıl bir müslüman olması gerektiğini hissetti.

Fadil vond dat hij een moslim moest zijn.

Fadıl Ocak 1998'de Müslüman oldu.

Fadil werd een moslim in januari 1998.

Fadıl, Mısırlı Müslüman bir kızla çıkmaya başladı.

Fadil is begonnen met het daten van een moslimmeisje uit Egypte.

- Fadıl, İslam okudu.
- Fazıl İslam eğitimi aldı.

Fadil studeerde islam.

Fadıl, Mısırlı bir Müslüman kadına derinden aşık oldu.

Fadil werd smoorverliefd op een moslimvrouw uit Egypte.

Fadıl bir Müslüman olmamasına rağmen oruç tutmaya başladı.

Fadil begon te vasten hoewel hij geen moslim was.

- Fadıl, İslam'la daha fazla ilgilendi.
- Fazıl İslam'a daha çok ilgi duymaya başladı.

Fadil raakte meer geïnteresseerd in de islam.

- Fadıl, Mısırlı Müslüman bir kızla flört etti.
- Fazıl Mısırlı Müslüman bir kızla çıkmıştı.

Fadil datete een moslimmeisje uit Egypte.