Translation of "Karanlıkta" in Dutch

0.007 sec.

Examples of using "Karanlıkta" in a sentence and their dutch translations:

Karanlıkta ışıyorlar.

Ze gloeien...

Karanlıkta uyumak tehlikelidir.

Slapen in het donker is gevaarlijk.

O, karanlıkta kayboldu.

Ze verdween in het donker.

Baykuşlar karanlıkta görebilirler.

Uilen kunnen in het donker zien.

Simon karanlıkta korkar.

Simon is bang in het donker.

Köpekler karanlıkta görebilirler.

Honden kunnen in het donker zien.

Kediler karanlıkta görebilirler.

Katten kunnen in het donker zien.

- Yarasalar genellikle karanlıkta uçar.
- Yarasalar genelde karanlıkta uçar.

Gewoonlijk vliegen vleermuizen in het duister.

Zifiri karanlıkta ava çıkmış.

...opereert in het duister.

Maymunumuz zifiri karanlıkta kayboldu.

Hij is verdwaald in de duisternis.

Biz bu karanlıkta göremeyiz.

Voor ons is het te donker.

Karanlıkta biri adımı seslendi.

Iemand riep mijn naam in het duister.

Karanlıkta gizlenen şeyleri ortaya çıkarır.

En onthullen wat er in het duister ligt.

Karanlıkta uzun mesafeli çağrı yapıyorlar.

Interlokale gesprekken in het donker.

Kedilerin karanlıkta görebildiğini fark ettim.

Ik realiseerde me dat katten in het donker kunnen kijken.

Çocuklar karanlıkta dışarı çıkmayı sevmezler.

Kinderen houden er niet van naar buiten te gaan wanneer het donker is.

Kediler gerçekten karanlıkta görebilir mi?

Kunnen katten echt in het donker zien?

Tom hizmetçilerine karanlıkta yemek yedirdi.

Tom liet zijn dienstknechten in het donker eten.

Karanlıkta bir kırmızı ışık parlıyordu.

Een rood licht scheen in het duister.

Karanlıkta yaptıkları şeyler hiç filme alınmamıştı.

Wat ze in 't donker doen, is nog nooit gefilmd.

Timsahların karanlıkta iyi gören gözleri vardır.

Krokodillenogen werken goed in het donker.

Ve tüm bu referandum karanlıkta gerçekleşti

En het gehele referendum vond plaats in het duister,

Yumurtalar arka tarafta, karanlıkta. Görülmeleri imkânsız.

De eieren worden achterin gelegd, in het donker. Onmogelijk te zien.

Karanlıkta görmek biraz zordur, değil mi?

Het is vrij lastig om in het donker te zien, is het niet?

Çitaların karanlıkta avlanabileceğine çok az kişi inanırdı.

Bijna niemand geloofde dat jachtluipaarden in 't donker konden jagen.

Karanlıkta iletişim kuran gizli hayvanların çağrıları bunlar.

De schreeuwen van verborgen dieren die in het donker communiceren.

Koku, karanlıkta sinyal yollamanın güçlü bir aracı.

Geur is een krachtig middel om signalen af te geven in het donker.

Karanlıkta keşfe çıkarak... ...yeni davranışlar da ortaya çıkarıyoruz.

Door in het donker onderzoek te doen, onthullen we ook nieuw gedrag.

Karanlıkta yol alırken üstüne yapışan remora kortejini saymazsak.

Behalve de entourage van remora's die meezwemmen... ...terwijl ze door het donker reist.

Bunu birkaç saat açık bırakıp alaca karanlıkta kontrol edeceğiz.

We laten hem een paar uur staan en kijken tegen zonsopgang weer.

Bunu birkaç saatliğine bırakacağız ve alaca karanlıkta kontrol edeceğiz.

We laten hem een paar uur staan en kijken tegen zonsopgang weer.

Fakat bu engin, tekdüze kumullarda karanlıkta yol bulmak zor.

Maar in het donker door onmetelijke duinen navigeren is lastig.

Tehlike karanlıkta kol gezerken onları yalnız bırakma riskine giremez.

Nu er gevaar op de loer ligt, kan ze ze niet alleen laten.

Oselolar karanlıkta daha da iyi görür. Eve dönme vakti.

Een ocelot kan nog beter in het donker zien. Tijd om naar huis te gaan.

Gözlerini pek kullanmaz. Onun yerine karanlıkta yolunu koklayarak bulur.

Ze gebruikt haar ogen amper, maar ruikt zich een weg door de duisternis.

İyi de eder. Karanlıkta nelerin gezindiği hiç belli olmaz.

Gelukkig maar. Je weet maar nooit wie in de schaduw op de loer ligt.

Ay'sız bir gecede termal görüntüleme yapan bir kamera karanlıkta görebilir.

Tijdens een maanloze nacht... ...kan een warmtebeeldcamera in de duisternis kijken.

Filler karanlıkta bizden iyi görür ama aslanın yanına bile yaklaşamazlar.

Olifanten zien beter in het donker dan wij... ...maar lang niet zo goed als een leeuw.

Bu ayı, karanlıkta iki kat daha iyi balık tutabildiğini öğrenmiş.

De beer weet dat hij twee keer zo succesvol is als hij in 't donker vist.

Ama sıcak yağmur ormanı geceleri sayesinde karanlıkta da iş görebiliyor.

Maar op warme junglenachten kan hij in het donker actief blijven.

Vampir yarasalar en çok en kara gecelerde harekete geçer. Karanlıkta kan peşindedirler.

Vampiervleermuizen zijn het actiefst in de donkerste nachten... ...en zoeken bloed in de duisternis.

Isıya duyarlı kamera daha yükseklerde, karanlıkta saklanan bir başka avcıyı ortaya çıkarıyor.

Iets hogerop onthult een warmtecamera... ...nog een jager die verscholen zit in het donker.

Devasa gözleri ışığı âdeta kana kana içiyor. Böylece karanlıkta çok çevik hareket edebiliyor.

Zijn grote ogen slokken het licht op... ...en geven hem opmerkelijke behendigheid.