Translation of "Olamayacak" in Dutch

- O, gerçek olamayacak kadar çok iyi.
- Bu gerçek olamayacak kadar çok iyi.

- Al te goed is buurmans gek.
- Het is te mooi om waar te zijn.

O gerçek olamayacak kadar iyi görünüyor.

Dat klinkt te mooi om waar te zijn.

- Vaktinde toplantıda olamayacak.
- Toplantıya vaktinde yetişemeyecek.

Ze zal niet op tijd zijn voor de vergadering.

Bu gerçek olamayacak kadar çok iyi.

- Het is te mooi om waar te zijn.
- Dat is te mooi om waar te zijn.

Ben ona yardımcı olamayacak kadar çok meşgulüm.

Ik heb het te druk om haar te helpen.

Bu gerçek olamayacak kadar çok iyi görünüyordu.

Het leek te mooi om waar te zijn.

Kulağa gerçek olamayacak kadar güzel geliyorsa, muhtemelen gerçek değildir.

Als het te mooi klinkt om waar te zijn, dan is het dat waarschijnlijk niet.

O şu anda bahanesi olamayacak bir şeyi haklı çıkarmaya çalışıyor.

Ze probeert nu te rechtvaardigen wat niet te rechtvaardigen is.

Eğer o gerçek olamayacak kadar çok iyiyse muhtemelen gerçek değildir.

Als iets te mooi is om waar te zijn, dan is het dat waarschijnlijk ook niet.

Bu teklif gerçek olamayacak kadar çok iyi görünüyor. Bit yeniği nedir.

Dat aanbod klinkt te goed om waar te zijn. Wat is het addertje onder het gras?